Amaç: Bu araştırma, esansiyel hipertansiyon hastalarının tedaviye uyumunu, yaşam kalitesini ve etkileyen faktörleri belirlemek ve tedaviye uyum ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla ilişkisel tanımlayıcı olarak yapıldı.
Yöntem: Araştırmanın evrenini, bir devlet hastanesi iç hastalıkları polikliniğine kayıtlı 232 esansiyel hipertansiyon hastası oluşturdu. Araştırmanın örneklemini ise güç analizi ile belirlenen 197 hipertansiyon hastası oluşturdu. Örnekler basit rasgele örnekleme yöntemiyle araştırmaya alındı. Araştırmanın verileri hastaların sosyodemografik özellikleri ve hastalığa ilişkin özelliklerinin tanıtıldığı tanıtıcı bilgi formu, Yaşam Kalitesi Ölçeği ve İlaç Tedavisine Bağlılık/ Uyum Öz-Etkililik Ölçeği kullanılarak araştırmacılar tarafından yüz yüze görüşme yöntemiyle toplandı. Verilerin istatistiksel değerlendirmesinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, Kruskall Wallis varyans analizi, pearson korelasyon ve t testi kullanıldı.
Bulgular: Örneklem grubundaki kadınların fiziksel ve mental algı ortalamalarının ve toplam yaşam kalitelerinin erkeklerden daha yüksek olduğu bulundu. İlaç tedavisine bağlılık/ uyum öz-etkililiğin erkeklerde kadınlardan daha yüksek olduğu saptandı. Hipertansiyon hastalarının ilaç tedavisine bağlılık/ uyum öz-etkililik seviyesi arttıkça yaşam kalitelerinin de arttığı saptandı.
Sonuç: Araştırma sonucunda; hastaların sosyodemografik özelliklerinin ilaç tedavisine bağlılık/uyum öz-etkililikleri ve yaşam kalitelerini etkilediği belirlendi. Ayrıca ilaç tedavisine uyum gösteren hipertansiyon hastalarının yaşam kalitesinin yüksek olduğu saptandı.
Aim: This relational descriptive study was conducted to evaluate the adherence of patients with esssential hypertension to their treatment and to identify the factors affecting the quality of their life and analyze the correlation between them.
Method: A total of 232 patients with essential hypertension who were registered at a state hospital, internal medicine clinic, were initially recruited in the study. The final study sample consisted of 197 patients selected by power analysis. Data were collected via face-to-face interviews by the researchers using the descriptive information form that contains sociodemographic characteristics of patients and the characteristics of the disease, quality of life scale, and medication dependence/adherence self-efficacy scale. Numbers, percentage, average, standard deviation, Kruskal–Wallis variance, and Pearson’s correlation were used for statistical analysis.
Results: Results showed that the average physical and mental perception scores and the total quality of life scores of female hypertensive patients were higher than those of males. Furthermore, The Medication Dependence/Adherence Self-Efficacy Scale score of males was higher than that of females. The level of quality of life increased as the level of adherence/adaptation self-efficacy of patients with hypertension increased.
Conclusion: As a result of the study, the socio-demographic characteristics of the patients were determined to affect adherence/adaptation to drug treatment, self-efficacy and quality of life. In addition, high quality of life of hypertension patients who comply with drug treatment was found to be.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 26 Sayı: 2 |