Türkmen edebiyatının büyük şairi Mahtumkulu Firaki, 18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarına denk gelen (d. 1136 / 1724; v. 1221 /1807) yıllar arasında yaşamış, Göklen boyunun Gerkez kabilesine mensup çok yönlü bir şairdir. Klasik Türkmen edebiyatının şekillenmesine önderlik eden ve Türkmen yazı dilinin temellerine atan şair; vatan sevgisi, Türkmen birliği, sosyal eşitsizlikler, ölüm, tasavvuf, kahramanlık, insan sevgisi, mertlik ve namertlik gibi pek çok farklı konuda şiirler yazmıştır.
Mahtumkulu’nun yaşadığı 18. yüzyıl Türkmenler için oldukça zor bir dönem olmuştur. İran Şahı ve Hive Hanı’nın saldırıları ve halk üzerindeki baskısı, boylar arasındaki iç çekişmeler, yerleşik hayata geçiş aşamasındaki uyum sorunları sıkıntıların başlıca kaynağı olmuştur. Bu dönemde iktidarı elinde bulunduran egemen güçler, bir yandan başat ideolojinin baskı altında tuttuğu kitlelerin rızasını kazanırken, öte yandan bu ideolojinin kültürel kurumlarda ve ürünlerde yeniden üretilmesini sağlayarak ideolojik hegemonya kurup sürdürmüştür. Eğitim, bilgi ve zenginlik gibi toplumsal kaynaklara ayrıcalıklı ulaşım olanağı sağlayan bir olgu olan iktidar, bu imkânlarla yetki, statü ve nüfuz kazanmıştır (Simpson ve Mayr 2010: 56). Tüm bunlar iktidar sahiplerinin karar verme mekanizmalarını ele geçirerek egemen güçlerin zorunluluk, kesinlik ve mutlak hakikat dili kullanmalarını da beraberinde getirmiştir. Fairclough’a göre iktidarın hizmet alanı içinde olan ideoloji, söylem pratiklerine iliştirilmiştir (Jorgensen ve Phillips, 2002: 75). Van Dijk’a göre ideoloji ise iktidar ve tahakkümü meşrulaştıran ya da geçersiz kılan ya da toplumsal sorun ve çelişkileri simgeleyen bir olgudur (van Dijk, 1997: 35). Bu noktada Foucault’nun iktidar ve söylem arasındaki ilişki konusunda vurguladıkları çalışmamız açısından da önem taşımaktadır. Ona göre, söylem iktidarı yaratır, yayar ve güçlendirir. Ancak o aynı zamanda iktidarı tüm yalınlığı ile ortaya koyar, küçümser zayıflatır ve engellenmesini sağlar. Mahtumkulu egemen güçlerin yani iktidarın baskısı ve halka zulmetmesi karşısında Foucault’nun da dediği gibi direnç göstermiş ve var olan bu haksız düzene tepkisini açık bir şekilde ortaya koymuştur, şiirlerinde bu düzeni ve bu düzene sebep olan kişileri tenkit etmiştir.
Söylem çözümlemesi toplumsal sorunlara, hegemonyaya, ideolojiye ve güç ilişkilerine yönelik bir inceleme yapacak olması durumunda eleştirel söylem çözümlemesine yönelmelidir. Norman Fairclough’a göre çok boyutlu, çok fonksiyonlu, tarihsel ve eleştirel bir alan olan söylem çözümlemesi, ideoloji, iktidar ve hegemonya kavramlarına odaklanmalıdır.
Mahtumkulu, devletin her alanda kontrolü elinde tuttuğu bir çağda, çağının çok ötesine geçerek şiirlerini bir propaganda ve bir bildiri olarak kullanmış var olan düzene ve her türlü zorlamaya meydan okumuştur. Bu sebepledir ki Mahtumkulu Divanı’nında gizli ve örtük ideolojik etkileri, güç / iktidarın dayattığı kapalı iletileri, hegemonyanın işleyişini söylemsel üçgende incelemek, değerlendirmek ve yorumlamak önemlidir.
Araştırmanın sonucunda, 18. yüzyılda Mahtumkulu’nun şairliğin çok ötesine geçerek dili toplumsal egemenlik ve eşitsizlik ilişkilerinin ideolojik ifadesi olarak kullandığı sonucuna varılmıştır.
Mahtumkulu eleştirel söylem çözümlemesi ideoloji iktidar hegemonya
Pamukkale Üniversitesi
Doç. Dr. Soner Sağlam, Doç. Dr. Mehmet Surur Çelepi
Mahtumkulu eleştirel söylem çözümlemesi ideoloji iktidar ve hegemonya
Mahtumkulu eleştirel söylem çözümlemesi ideoloji iktidar ve hegemonya
Mahtumkulu eleştirel söylem çözümlemesi ideoloji iktidar ve hegemonya
Mahtumkulu eleştirel söylem çözümlemesi ideoloji iktidar ve hegemonya
Mahtumkulu eleştirel söylem çözümlemesi ideoloji iktidar ve hegemonya
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Nisan 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |