Dans, eski zamanlardan beri Çin fırça sanatı için bir ilham ve metafor olmuştur ve Çin yazısının beden hareketleri, hareketin ritmi, akışı ve mekansal kompozisyonundaki çizgisi, aşırı ortantal koreografların en modern performans önerilerine ilham kaynağıdır. Her iki disiplinin de performans karakteri belirleyici bir faktördür. Japonya’nın mirasçısı olduğu, Çin kültürünün yazılı dil üzerine tavrı, Batı ve Doğu kültürü arasında büyük bir fark olduğunu göstermektedir. Batıda yazı temel olarak anlamların aktarılma aracı olarak düşünülürken, doğu kültür geleneğinde kendi içinde bir sanat olarak kabul edilir. Çincenin görsel değerinin kaynağı, insanın evrenle ilişkisinin derinlemesine anlaşılmasının, aynı estetik düşüncenin bütünlüğü içinde bütün sanatların içinden geçtiği, bütünsel kültür anlayışının özünde yatmaktadır. Bu öncülden, özelliklerinin ve onları birleştiren estetik prensiplerin araştırılması yoluyla bu çalışma, iki disiplinin de hayati çekirdeği olan form ve hareket arasında karşılıklı ilişki ile doğası gereği dansla kaligrafi sanatını bir arada tutan bu sıkı ilişkide derinleşmeye çalışır. Beden hareketlerinin ve sürenin fenomenolojisi, aşırı doğu kültüründe dans ve kaligrafi sanatları arasındaki karşılaştırmalı bu çalışmanın kavramsal alt yapısını oluşturur. Mekana yazan bedenler, zamanda dans eden fırçalar...
Birincil Dil | İspanyolca |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 1 Sayı: 2 |