Adlandırma canlıların türlerinden ve birbirlerinden ayırt edilmesinde başvurulan önemli bir yoldur. Kişinin anne karnında olduğu zamanlarda düşünülmeye başlanan, ailenin geleneksel değerlerini ve arzularını yansıtan ve çoğu kez toplumun müdahalesiyle karmaşık hale gelen bir süreci kapsamaktadır. Kişinin adı, mensup olduğu çevre, kültür, inanç ve coğrafi etkenler başta olmak üzere çeşitli nitelikler ölçüsünde belirlenmektedir. Günümüzde insanlar için adı ve soyadı şeklinde kalıplaşan adlandırmalar geçmişte daha çok lakaplar yoluyla yapılmıştır. Soyadı kanunundan evvel aynı isme sahip olan insanların birbirinden ayrılmasında lakaplar yoluyla adlandırmanın önemli bir işlev gördüğü bilinmektedir. Lakaplar bu açıdan geleneksel toplumlarda soy bağlantısını gösteren önemli bir adlandırma sistemidir. İnsanların mensup oldukları etnik grupları, bedensel özellikleri (siyah-beyaz-sarışın, çekik göz, kel), boyları (uzun-kısa), kiloları (zayıf-şişman), giyim-kuşamları, beslenme alışkanlıkları, mal ve mülkleri (fakir-zengin), besledikleri evcil hayvanları, yaşadıkları yerler, lakap verilmesinde öne çıkan özelliklerden bazılarıdır. Kişiye verilen bu lakaplar kimi zaman mizahi unsurlar içerirken kimi zaman olumsuz yargılardan oluşturulmaktadır. Lakap, sosyal hayatın bir getirisi olarak edebiyata da yansımaktadır. Edebî eserlerdeki kahramanlar çoğu kez isimleriyle var olmakta bazen de yeni lakaplar almaktadır. Yazar, oluşturduğu karakterine yeni bir lakap verdiğinde bu durumun gerekçesini çoğu kez metnin olay örgüsüne yerleştirmektedir. Bu durumda birçok roman ve hikâye kahramanı zamanla benimsenerek isimleriyle değil lakaplarıyla bilinmektedir. Bunlar arasında ilk akla gelenler, “Çalıkuşu, Yaban, Kuyucaklı Yusuf, Kürk Mantolu Madonna, Küçük Paşa, Aylak Adam, Kız Tevfik” şeklinde sıralanabilir. Türk Edebiyatının önemli yazarları arasında yer alan Refik Halid Karay da birçok hikâyesinde lakap kullanmıştır. Bu makalede Refik Halid Karay’ın Gurbet Hikâyeleri ve Memleket Hikâyeleri adlı eserlerinde yer alan hikâyelerdeki lakaplar değerlendirilecektir. Kişilere verilen lakap alma veya takma geleneğinin sokaktan edebiyata yansımaları, işlevsel ve bağlamsal veriler ışığında ele alınırken karakter analizine dikkat çekilecektir. Kişinin aldığı lakabın gerekçesi, kendisine ve topluma yansımaları, ödüllendirme ve cezalandırma bağlamında değerlendirilecektir. Bu açıdan lakabı ortaya çıkaran kültürel çevre ve lakabın ne şekilde verildiği tartışılarak seçilen hikâyeden örneklerle lakapların çerçevesi çizilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 5 Sayı: 3 |