This study focuses on whether there is a relationship between the development of financial capitalism in Turkey and indebtedness and strikes, and if so, the nature of the relationship in question. To do so, the study employs a quantitative research method, the dynamic threshold model, and analyses the 1989-2017 period of Turkish economy. The prominent variables used in this analysis are: change in the number of workers participating in strikes compared to the previous year, change in consumer and housing loans used by wage earners compared to the previous year, change in the annual minimum wage compared to the previous year, change in the total annual working time compared to the previous year, unionization rate, unemployment rate and the share of external debt in gross domestic product. We can list the prominent results of the study as follows: credit expansions have a much stronger negative effect on strikes than positive effects. Increasing the working hours, both in the short and long term, increase the probability of strikes, while the increase in inflation, unemployment and inequality levels stand out as various factors that suppress strikes.
Bu çalışma, Türkiye’de finansal kapitalizmin gelişimi ile borçluluk ve grevler arasında bir ilişki olup olmadığına ve eğer varsa söz konusu ilişkinin niteliğine odaklanmaktadır. Bu amaçla çalışmada nicel analiz yöntemlerinden dinamik eşik modeli kullanılmakta ve Türkiye ekonomisinin 1989-2017 dönemi söz konusu modelle incelenmektedir. Bu incelemede kullanılan değişkenlerden öne çıkanlar ise şunlardır: grevlere katılan işçi sayısında bir önceki yıla göre değişim, ücretlilerin kullandığı tüketici ve konut kredilerinin bir önceki yıla göre değişimi, yıllık asgari ücretin bir önceki yıla göre değişimi, yıllık toplam çalışma süresinin bir önceki yıla göre değişimi, sendikalaşma oranı, işsizlik oranı ve dış borçların gayrı safi yurtiçi hasıla içindeki payı. Çalışmanın öne çıkan sonuçları ise şöyle sıralanabilir: kredi genişlemeleri grevler üzerinde pozitif yönlü etkilere kıyasla çok daha güçlü negatif yönlü etkilerde bulunmaktadır. Gerek kısa gerekse uzun dönemde çalışma saatlerinin artması grev olasılığını artırmakta, enflasyon artışı, işsizlik ve eşitsizlik düzeyleri ise grevleri baskılayıcı diğer unsurlar olarak öne çıkmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Fiscaoeconomia is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-ShareAlike 4.0 International License.