Türkiye commenced adopting export-led growth model by 1980. Via policies prioritizing the increase in export revenues, such as tax refunds, export credits, tax exemptions, and other subsidies, Türkiye targeted economic development by engaging in international trade and becoming a global economic agent. On the other hand, Türkiye gradually liberalized its financial markets starting in 1983 and completed the process of full liberalization of capital movements in 1989. However, adopting those liberal policies, Türkiye suffered many economic crises (1994, 2001, the 2008 global financial crises), paving the way to a sudden downturn in GDP, a decline in real income per capita, and employment. Also, the 2016 coup attempt, the 2018 Pastor Brunson crisis with the United States, and the COVID-19 pandemic in 2020, which created a severe global economic slowdown, negatively affected Türkiye’s economy. In this respect, within this paper, we aim to evaluate the impacts of those financial crises and the COVID-19 pandemic between the years 1994-2022 on Türkiye’s foreign trade and to find out if the effects of those crises on Türkiye’s foreign trade are temporary or permanent.
For this reason, we utilized the RALS-LM Structural Break Unit Root Test Method. The results underline that the 2008 global financial crisis substantially affected Türkiye’s exports and imports. However, the results also underline that the effects of the 2008 global financial crisis on Türkiye’s foreign trade were temporary.
RALS-LM Structural Break Unit Root Test Method Foreign Trade Export Import Global Crisis
Türkiye 1980'den itibaren ihracata dayalı kalkınma modeli benimsemeye başlamıştır. Vergi iadeleri, ihracat kredileri, vergi muafiyetleri ve diğer sübvansiyonlar gibi ihracat gelirlerinin artırılmasını önceleyen politikalar aracılığıyla Türkiye, uluslararası ticarete eklemlenmek suretiyle; küresel bir ekonomik aktör haline gelmeyi, böylelikle ekonomik kalkınmayı hedeflemiştir. Öte yandan, Türkiye 1983 yılından itibaren finansal piyasalarını kademeli olarak serbestleştirmiş ve 1989 yılında sermaye hareketlerinin tam serbestleştirilmesi sürecini tamamlamıştır. Söz konusu liberal politikaları benimseyen Türkiye, birçok ekonomik kriz (1994, 2001, 2008 küresel finansal krizi) ile karşı karşıya kalmıştır. Öyle ki bahse konu krizler, Türkiye’nin ekonomik büyümesini olumsuz yönde etkilemiş; kişi başına düşen reel gelir ve istihdamda azalmaya yol açmıştır. 2016 yılındaki darbe girişimi, 2018 yılında ABD ile yaşanan Rahip Brunson krizi ve küresel çapta ciddi bir ekonomik yavaşlama yaratan 2020 yılındaki COVID-19 salgını da Türkiye ekonomisini olumsuz yönde etkilemişlerdir. Bu bağlamda, bu çalışmada, 1994-2022 yılları arasında yaşanan söz konusu ekonomik krizlerin ve COVID-19 salgınının Türkiye'nin dış ticareti üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Yine bu çalışmada bahse konu ekonomik krizlerin ve COVID-19 salgınının, Türkiye'nin dış ticareti üzerindeki etkilerinin kalıcı olup olmadığının ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu amaçla çalışmada, RALS-LM Yapısal Kırılmalı Birim Kök Yöntemi kullanılmıştır. Analiz sonuçları, 2008 küresel finansal krizinin, Türkiye’nin ihracat ve ithalat rakamlarını önemli ölçüde etkilediğini, ancak, bu etkilerin de geçici olduğunu ortaya koymaktadır.
RALS-LM Yapısal Kırılmalı Birim Kök Yöntemi Dış Ticaret İhracat İthalat Küresel Kriz
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Uluslararası İktisat (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 27 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 16 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 1 |
Fiscaoeconomia is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-ShareAlike 4.0 International License.