It is an observable phenomenon that identity politics has been one of the most important objects of debate in the political sphere since the 1960s, and these debates have divided the oppositional habitus into two. On the other hand, we observe that another form of opposition, which accelerated and became widespread through the instrumentality of social media, especially starting in the 2010s, has manifested itself in new public spaces. While this movement, called Woke activism, finds serious supporters with a kind of hyper-identity politics, they are harshly criticized, especially regarding the methods they use. While Woke supporters are highly sensitive to issues such as gender norms, ethnicity, migration, and the environment, the way in which this sensitivity is expressed is problematized by other political groups. Members of this hyper-identity movement constantly critique the views expressed publicly by social media users, especially in terms of both content and choice of words and launch an intense storm of criticism on social media for those who are caught in the Woke filter. Ultimately, this process, which is referred to in the literature as "canceling," can take an irreversible step for the perpetrator and affect his/her entire life. In this context, we will try to establish a specific framework of Woke activism. This framework will be constructed through the historical dynamics of the conceptual positioning of Woke activism and especially through critiques of the concept.
I declare that I have complied with ethical rules in all the preparation processes of this study. In the event of a contrary situation, Fiscaoeconomia Journal has no responsibility and all responsibility belongs to me.
There is no supporting organization.
Kimlik siyasetinin 1960’lar ile politik alanın en önemli tartışma nesnelerinden biri olması ve bu tartışmaların muhalif habitusu ikiye bölmesi gözlemlenebilir bir olgudur. Bununla birlikte özellikle 2010’larla başlayan, sosyal medyanın aracılığıyla hızlanan ve yaygınlaşan başka bir tür muhalefet biçiminin yeni kamusal alanlarda kendini gösterdiğini gözlemliyoruz. Woke (Uyanış) aktivizmi olarak adlandırılan bu hareket bir tür hiper-kimlik siyaseti ile ciddi destekçiler bulurken öte taraftan özellikle kullandıkları yöntemlerle ilgili olarak sert bir biçimde eleştiriliyorlar. Woke taraftarları, toplumsal cinsiyet normları, etnik aidiyet, göç ve çevre gibi sorunlar hakkında son derece duyarlıyken bu duyarlılığın dile getiriliş pratikleri öteki politik gruplar tarafından sorunsallaştırılmaktadır. Bu hiper-kimlik hareketinin üyeleri, özellikle sosyal medya kullanıcılarının kamuya açık olarak ifade ettikleri görüşleri hem içerik hem de seçilen sözcükler bağlamında sürekli eleştirmekte ve Woke filtresine takılanlar için yine sosyal medyada yoğun bir eleştiri fırtınası başlatmaktadırlar. Son kertede literatüre “iptal etmek” olarak geçen bu süreç, fail için geri dönülmez bir aşamaya geçebilmekte ve tüm yaşamını etkileyebilmektedir. Bu bağlamda biz çalışmamızda Woke aktivizminin belirli bir çerçevesini oluşturmaya çalışacağız. Bu çerçeve, Woke’un kavramsal olarak konumlandığı yerin tarihsel dinamikleri ve özellikle kavrama yönelik eleştirilerle oluşturulacaktır.
Bu çalışmanın tüm hazırlanma süreçlerinde etik kurallara uyduğumu beyan ederim. Aksi bir durumun tespiti halinde Fiscaoeconomia Dergisinin hiçbir sorumluluğu olmayıp, tüm sorumluluk bana aittir.
Destekleyen herhangi kurum yoktur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyasi Düşünce Tarihi, Siyaset Bilimi (Diğer), Siyaset Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 20 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 27 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 18 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 2 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 3 |
Fiscaoeconomia is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-ShareAlike 4.0 International License.