Bu çalışma Cemal Abdülnasır döneminde Batı karşıtı, SSCB müttefiki ve bağımsız
bir ülke olan Mısır’ın Enver Sedat döneminde köklü bir dış politika değişimi yaşayarak,
ABD hegemonyasına dahil olmasını açıklamaktadır. Çalışmanın temel argümanı;
Mısır’ın doğrudan ABD askeri müdahalesine ya da baskısına maruz kalmadan, rızası ile
ABD hegemonyasına dahil olmasıdır. Bu nedenle çalışma, Mısır’ın ABD hegemonyasına
dahil olmasını Neogramşiyan hegemonya kuramı açısından değerlendirmektedir. Çalışma
Mısır’ın ABD hegemonyasına dahil olmasını, Mısır’ın dış politika eksenini ABD dış
politikasına uyumlu hale getirmesi ile açıklamaktadır. Buna göre, Mısır, İsrail ile barış anlaşması imzalayarak, ABD ile Mısır arasında müttefiklik kurulmasının önündeki en
önemli engeli ortadan kaldırmıştır. ABD ise Mısır’ın yakınlaşma politikasına, Mısır
iktidar zümresini ekonomik ve siyasi açıdan destekleyerek karşılık vermiştir. Bu
sürecin meydana gelmesinde siyasi liderliğin ve ideolojinin önemi çalışmada ortaya
koyulmaktadır. Çalışma, nitel araştırma metodolojisine dayanmaktadır. Ayrıca süreç
analizi metodu kullanılarak, olaylar arasındaki bağlantılar açıklanmıştır.
This study explains how Egypt, which was an anti-Western, Soviet ally and an
independent country during the Gamal Abdel Nasser era, underwent a significant foreign
policy shift during the Anwar Sadat period aligning itself with the US hegemony. The
main argument of the study is that Egypt joined the US hegemony willingly without being
subjected to direct pressure or intervention from the military power of the US or coercive
apparatus. Therefore, the study evaluates Egypt’s inclusion in the US hegemony through
in terms of the Neo-Gramscian hegemony theory. The study explains Egypt’s integration
into the US hegemony by its alignment of foreign policy with the US foreign policy.
Accordingly, Egypt removed the biggest obstacle to an alliance with the US by signing a
peace treaty with Israel. The US responded to Egypt’s rapprochement by supporting the
Egyptian ruling elite economically and politically. The study highlights the importance
of political leadership and ideology in this process. It is based on qualitative research
methodology and the connections between events are explained using the process analysis
method.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tarihsel Çalışmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırmalar ve İncelemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 17 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 24 |