Geçmiş
yüzyıllarda oluşan mezhep anlayışlarını halkın benimseyip tabi olmalarında
belli etkenler vardır. Günümüzde doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki mezhep
anlayışı ve patrikte uygulanışı da bunun bir göstergesidir. Türkiye’nin diğer bölgelerindeki mezhep olgusu ile ilgili durum, Atabey
örneğinde olduğu gibi aynı şartlarda oluşmuştur.
Osmanlıda eğitim-öğretim kurumlarında öğrencilere
verilen icâzetnâmeler ile bu medreselerde okutulan dinî eserlerin özellikleri, o
zamanki toplumun dinî hayatıyla doğrudan alakalıdır. Makalede ilk kez sunulan
vesikalar, Osmanlı toplumunda dini hayat anlayışı gösterilmeye çalışılmıştır.
Yani o dönemde kişilerin nasıl ibadet ettiklerini, ticaret hayatını ve evlenme,
boşanma, miras gibi ailevî işlerini nasıl ve hangi mezhebin görüşüne göre yaptıklarını
anlaya yardımcı olacaktır. Toplumsal birlikteliği sağlamak için medreselerde
hem fıkhî mezhep tercihi hem de itikadî konularda Maturîdiliğin tercih edildiği
görülmektedir. Ayrıca müftülere gerekli tavsiye ve öneriler bizzat o kurumun
bağlı olduğu üst rütbeli makam sahipleri tarafından yapıldığını, müftü tayinlerinde
toplumun istek ve şikâyetleri dikkate alındığını anlıyoruz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 9 Sayı: 2 |