Göç oldukça karmaşık ve homojen olmayan bir olgudur. İspanya, 20. yüzyılın sonunda bir göç ülkesi haline gelmiş ve giderek artan kayıtlı göçmen nüfusu 6 milyona yaklaşmıştır. Uluslararası göç, geçici veya duruma bağlı bir sosyal olgu olmaktan ziyade, İspanyol toplumunun yapısal bir gerçeği haline gelmiştir. Bu makalenin amacı, İspanya’nın Avrupa Birliği’ne (AB) üyeliğinden itibaren uluslararası göçmenlerin sosyal uyum politikalarının nasıl evrildiğini ve izlenen politikaların resmi eşitlik perspektifinden göçmenlerin sosyal uyumuna hangi alanlarda ve ne düzeyde etki sağladığını değerlendirmektir. Çalışmanın bulgularına göre, İspanya’nın göç politikasındaki değişikliklerin göçmenlerin sosyal uyumu üzerindeki etkisi vasat düzeydedir. Bununla beraber, uzun vadede istikrarlı uyumun garanti altına alınması söz konusu olduğunda özellikle bazı politika alanlarında önemli kısıtlamalar kendini göstermektedir. Bu doğrultuda belgelere dayalı yürütülen çalışmada, nitel çözümleme yaklaşımlarından biri olan içerik analizi yaklaşımı yöntemi kapsamında, en uygun siyasi araçlardan göç ve uyum politikasının belli başlı yazılı dokümanlarının derinlemesine incelenmesinin yanı sıra uluslararası literatürde yer alan araştırmalar ile karşılaştırmalı endekslerden de yararlanılmaktadır.
Migration is a highly complex and inhomogeneous phenomenon. At the end of the 20th century, Spain became a country of immigration and the growing registered immigrant population approached 6 million. International migration has become a structural fact of Spanish society rather than a temporary or circumstantial social phenomenon. The purpose of this article is to evaluate how the social cohesion policies of international immigrants have evolved since Spain's membership to the European Union (EU) and how the policies followed have an impact on the social cohesion of immigrants from equality perspective, in which areas and to what extent. According to the results of this study, the impact of changes in Spain’s immigration policy on the social cohesion of immigrants is mediocre. However, important constraints appear in certain policy areas, especially when it comes to ensuring stable compliance in the long run. In this regard, within the scope of content analysis methodology, branch of qualitative analysis approach, such as the analysis of essential written documents on migration and integration policy, which shall be considered the most suitable political tools, researches in the international literature and comparative indices are also used.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 14 Mayıs 2022 |
Kabul Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 8 Sayı: 2 |