Tarih boyunca insanlığın gündeminde önemli bir mesele olarak kendine yer bulan göç olgusunu hazırlayan sebepler savaşlar, dini çatışmalar ve ekonomik buhranlar gün geçtikçe çok daha fazla insanı etkisi altına almıştır. Söz konusu gelişmeler göz önünde bulundurularak, son çeyrek asırda uluslararası göç hareketlerine yönelik çalışmalarda geniş bir araştırma alanına sahip olmuştur. Nitekim konu ile ilgili çalışmaların -yakın tarihli olanlarına kadar- merkezinde asıl aktörler erkekler olmuş; kadınlarsa görünmez bir statüde kalmıştır. Feminist teorisyenler tarafından yürütülen yeni çalışmalarda ise göç eden kadınların gittikleri yerde düzeni yeniden inşası sürecinde kilit bir rol oynadıklarına işaret edilmiştir. Söz gelimi, Afganistan’da 1979 senesindeki Sovyet işgalinden bu yana, durmaksızın devam eden iç kargaşa ve dış müdahaleler ülkeyi sosyoekonomik ve siyasi istikrarsızlığın hüküm sürdüğü bir hale dönüştürmüştür. 2000’li yılların başından itibaren ise ülkede gerek müdahil aktörlerin tutumu gerekse her geçen gün artan şiddet olaylarının neticesinde, halk Türkiye başta olmak üzere komşu ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır. Bu gelişmelere paralel olarak bu araştırma Afgan sığınmacı kadınlarının, yeni mekanlarındaki biyolojik üretim faaliyetlerindeki rolü üzerinden ulusal kimlik ile değerleri şekillendiren rolüne odaklanmaktadır. Bu bağlamda, kadının göç olgusunda aktif bireyler olarak yer almasının yanı sıra dünyaya çok sayıda çocuk getirerek kültür aktarımının ögeleri olarak varoluş kaygısının önüne geçmeye çalıştıkları görülmüştür.
Uluslararası Göç Afgan Sığınmacı Kadınlar Pronatalist Politikalar Ulusal Kimlik International Migration Afghan Refugee Women Pronatalist policies National Identity
Wars, religious conflicts and economic depressions have affected more people day by day as reasons that prepare the concept of migration, which has claimed a critical place in the agenda of humanity throughout history. Considering the mentioned developments, studies on international migration movements have been conducted in a broad research area in the last thirty years. As a matter of fact, the main actors at the center of the studies on the subject (until the recent ones) were men, while women remained in an invisible status. New studies by feminist theoreticians point out that migrant women play a vital role in the process of rebuilding order wherever they go. For example, since the Soviet invasion of Afghanistan in 1979, on-going internal conflicts and foreign interventions have transformed the country into a place of where socioeconomic and political instability. Since the early 2000s, due to the attitude of the actors involved and the ever-increasing violence incidents daily, people have been forced to migrate to neighboring countries, especially Turkey. In parallel with these developments, this research focuses on Afghan refugee women's role in shaping national identity and values through their role in biological production activities in their new spaces. In this context, it is seen that in addition to the active participation of women in the phenomenon of migration, they pay effort to become elements of cultural transfer and prevent existential anxiety by bringing several children to the world.
International Migration Afghan Refugee Women Pronatalist policies National Identity
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Konferans Bildirisi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Şubat 2023 |
Kabul Tarihi | 3 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 9 Sayı: 2 |