While hunting in traditional societies, was most commonly practised as a profession, for food, sports or entertainment, it was fully a part of Ottoman State organization as a military exercise or war game. From the first Ottoman rulers, there has been hunting institution in the palace. An organized hunting institution, regular hunting practices and the number of hunted animals had been perceived as the symbols of power of the ruler. Hunting organization was instrumental in identifying the situations of the country and people, inspecting government officials and listening to people’s problems. In this respect, the meaning of hunting ceremony gains great importance. Hunting bird-growing organization in Ottoman Empire palace had been institutionalized since early years. Its provincial administration was created for particular sanjaks. The structure of provincial hunting organization was organized in the form of taşra doğancıları (provincial falconers or hawkers), sayyad (hunters), yavrucu (fledgeling careres), yuvacı (nest carers), kayacı (carer of nest rocks), görenceci (bird observers), tuzakçı (bird catchers). There are records in Ottoman archives about this units concerning their organization, numbers, how they were spread and how the duties were passed from father to son. In this study, in the 16th century provincial Ottoman hunting organization and services in Silistra has been throughly examined, using archive documents.
Geleneksel toplumlarda avcılık iş, beslenme, spor ve eğlence olarak yaygın bir uğraşken, Türklerde devlet teşkilatlanmasının parçası ve askerî bir tatbikat haline gelmiştir. Organize bir av teşkilatı, belli aralıklarla ava çıkma ve avlanılan av sayısı hükümdarların bir güç gösterisi olarak algılanmıştır. Genellikle hükümdarların, şehzadelerin ve beylerin uğraşı olan av, Türklerde gelenek halini almıştır. Halk arasında eğitilmiş bir avcı kuşu ile av köpeğine sahip olmak övünç vesilesi olarak görülmüştür. Düzenlenen av organizasyonları, hükümdara ülkenin ve halkın vaziyetini görmek, yöneticileri teftiş etmek ve bunun yanında halkın dertlerini dinlemek için vesile olmuştur. Bütün bu sebeplerden ötürü ava yüklenen anlam büyük önem taşımaktadır. Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren sarayda bir av teşkilatı vardır ve avcı kuşu (alıcı kuş) yetiştiriciliği teşkilatı erken devirlerden itibaren kurumsallaşmıştır. Ayrıca teşkilatın taşra idaresinde belli sancaklarda uzantıları da oluşturulmuştur. Taşra yapılanması; taşra doğancıları, sayyad(avcılar), yavrucu, yuvacı, kayacı, görenceci ve tuzakçı şeklinde örgütlenmiştir. Bunların terkibi, sayısı, yayılımı ve görevlerinin babadan oğula geçme yoluyla sürdürüldüğü konusu hakkında Osmanlı arşivlerinde kayıtlar bulunmaktadır. Bu çalışmada 16. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde av teşkilatı ve bu teşkilatın taşra yapılanması, Silistre sancağı bağlamında arşiv kaynaklarından da istifade edilerek ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Aralık 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 |
Gazi Akademik Bakış Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.