Osmanlıların Cerbe zaferi (1560) ve Malta Muhasarası (1565) Batı’da ciddi bir tehdit olarak algılandı ve Papa’nın Osmanlılara karşı bir haçlı ittifakı meydana getirilmesi hususunda Katolik devletleri ha-rekete geçirmesine yol açtı. Malta kuşatmasının Batı tarafından başarıyla savuşturulmasına rağmen Osmanlıların ilk fırsatta Akdeniz’deki ilerleyişlerini sürdürecekleri ortadaydı. Cezayir Beylerbeyi Uluç Ali Paşa’nın 1570’de Tunus’un İspanya’ya tâbi hükümdarını devirmesi ve İspanya’daki Morisko is-yanlarına açıkça destek vermesi bunun en iyi kanıtıydı. Osmanlı ilerleyişi karşısında, Habsbugların Avusturya kolunu da dâhil ederek hem karadan hem de denizden Türklere karşı saldırıya geçecek bir ittifak gücünün kurulması kolay gözükmese de en azından İspanya ve Venedik’in başını çektiği bir Hı¬ristiyan donanması meydana getirilebilirdi. Bu hususta II. Felipe’nin yönettiği İspanya’nın muhalefet etmeyeceği ortadaydı. Papa için asıl mesele deniz gücü bakımından büyük bir donanmaya sahip olan Venedik Cumhuriyeti’ni ikna edebilmekti. Venedik, Osmanlılarla sahip olduğu ticari ve ekonomik ilişki¬leri bahane ederek Papa’nın teklifine başlangıçta karşı çıktı. Fakat Osmanlıların 1570 yazında Venedik hâkimiyetindeki Kıbrıs adasını kuşatmaları üzerine bu sefer ittifak önerisi ile sahneye çıkan Venedikliler oldu. Neticede öncelikle Kıbrıs’ı kurtarmak ve Osmanlıları Akdeniz’de Batı’ya karşı bir tehdit unsuru olmaktan çıkarmak adına bir Hıristiyan ittifakı kuruldu. Bu çalışma, Türk ve Batılı kaynaklarla kar¬şılaştırmalı olarak hazırlanmış olup bir savaşın anatomisinden çok, tarafları savaşa götüren sebepler ve sonuç ilişkisi irdelenmiştir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 13 Sayı: 25 |
Gazi Akademik Bakış Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.