Milletlerin ortak ürünleri olan deyimler/tabirler her kültürün kendine ait özelliklerini gösterirler. Deyimler/Tabirler’in içinde gelenek ve görenekler, hayat tarzı, dünyaya bakı açısı ve co rafi özellikleri vardır. Tarihî çerçeve vardır, sözün özü bir millete ait olan her ey deyimler/tabirlerde gizlidir. Ba ka bir deyi le deyimler/tabirler gizli bir anla malar sistemidir. te bütün bunlardan hareketle tercümesi en zor olan bu unsurlar Arap dilinde de oldukça çok sayıda kullanılmaktadır. Problem Kur’an’da geçen ve Arap diline ait olan bu deyimler/tabirlerin tercüme edilmesindeki zorluktur. Çünkü Türklerle Araplar farklı co rafyalarda ya ayan, farklı kültürlere sahip ve farklı dünyaları olan milletlerdir. Bu iki milletin farklı bakı açılarını bir metinde daha do rusu Kur’an gibi dini bir mesuliyeti ve günaha girme korkusu ta ıyan bir metinde bir araya getirme ve yanlı a dü meme ancak iki milletin tam anlamıyla tarihlerinin, co rafyalarının, gelenek ve göreneklerinin, felsefi dünyalarının, sosyolojik yapılarının, ahlaki temellerinin, ve dillerinin iyi bilinmesiyle olur. Biz bu makalede Kur’an’da geçen Arapça deyimler/tabirlerin En eski Kur’an Tercümesi olan T EM 73’teki Türkçe kar ılıklarını göstermeye çalı aca ız
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 1 Sayı: 2 |
Açık Erişim Politikası