II. Meşrutiyet’in ilanı, yakın dönem Türk tarihinin önemli olaylarından biridir. 23 Temmuz 1908’de ilan edilen Meşrutiyet sayesinde 1877’de Sultan II. Abdülhamit tarafından süresiz olarak kapatılmış olan Osmanlı Mebusan Meclisi yeniden çalışmalarına başlar. İstibdat döneminin sona ermesi görece bir özgürlük ortamı yaratır ve bu durum özellikle basın-yayın dünyasında büyük yankı uyandırır. Meşrutiyet’in ilanını takip eden günlerde çıkan gazete ve mecmualarda sabık dönem ağır bir şekilde eleştirilirken II. Abdülhamit idaresine baş kaldıran askerler ile İttihat ve Terakki Cemiyeti övülür. Bu büyük siyasi olay ve onu takip eden toplumsal değişimler edebiyatta da kendine yer bulur. Dönem boyunca kaleme alınan pek çok tiyatro ve romanda II. Meşrutiyet’in ilanı konu edilir. İlgili yıllarda öne çıkan isimlerden Tevfik Fikret, Ahmet Hâşim, Mehmet kif, Recaizade Mahmut Ekrem, Ali Ekrem gibi pek çok şair de şiirlerinde bir yandan II. Abdülhamit devriyle hesaplaşır bir yandan da hürriyet kahramanlarını yüceltirler. Ayanzâde Namık Ekrem de bu şairler arasındadır. Aynı zamanda bir eğitimci olan şair, kaleme aldığı şiirlerde II. Meşrutiyet’in ilan edilişini kutlar ve daha iyi bir gelecek için çalışmak gerektiğini vurgular. Bu makalede, Ayanzâde Namık Ekrem’in söz konusu şiirleri tematik açıdan değerlendirilecektir. Böylece II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Türk şiirinde yüksek sesle dile getirilen kavramlar ve duygular yeni örneklerle açıklanacaktır.
Ayanzâde Nâmık Ekrem Türk şiiri II. Meşrutiyet II. Abdülhamid hürriyet
The proclamation of the 2nd Constitutional Monarchy is a significant event in recent Turkish history. With the declaration of the Constitutional Monarchy on July 23, 1908, the Ottoman Parliament, which was closed indefinitely by Abdulhamid II in 1877, was reinstated. This ended the era of tyranny and ushered in an atmosphere of freedom, which had a profound impact, particularly in the press world. Following the proclamation of the Constitutional Monarchy, newspapers and magazines heavily criticized the preceding era and concurrently, they extolled the soldiers who had rebelled against the reign of Abdulhamid II. and the Committee of Union and Progress. This pivotal political event and the societal changes that ensued also influenced literature. Many plays and novels written during this period centered around the theme of the declaration of the 2nd Constitutional Monarchy. Prominent poets such as Tevfik Fikret, Ahmet Hâşim, Mehmet Akif, Recaizade Mahmut Ekrem, and Ali Ekrem, who were influential figures of that time, lauded the champions of freedom and reckoned with the Abdulhamid period in their poetry. Ayanzâde Namık Ekrem is among these poets. As an educator, the poet celebrated the proclamation of the 2nd Constitutional Monarchy in his poems and emphasized the necessity of working towards a better future. In this article, the themes in Ayanzâde Namık Ekrem's poems will be examined, and the concepts and emotions expressed in Turkish poetry after the declaration of the 2nd Constitutional Monarchy will be illuminated with new examples.
Ayanzade Namık Ekrem Turkish poetry 2nd Constitutional Monarchy Abdülhamit II
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 22 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 31 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 35 |
Açık Erişim Politikası