The social sources of power was evaluated under four categoris as political, military, economic and idelogical by Michael Mann. In this study the focus is on the religion as one of the sources of ideological power and its influence upon social separation based on Catholicism-Orthodoxy dichotomy existing in the Slavic world from the past to present. The existence of religious discourse accompanying the conflicts occurred in Eastern Europe and Baltic region has been a source of legitimacy for regional powers in the identification of territorial boundaries and in the organization of societies. Basically the citated struggle occurred on the territory of Ukraine between Russia and Poland due to geopolitical reasons accompanied a religious discourse through a relationship of sectarian opposition based on Catholicism-Orthodox dichotomy. The Russians and the Poles associated with the different denominations of Christianity as two Slavic nations triggered such a sectarian opposition process. As a result, a uncompromising sectarian opposition between Eastern and Western Slavs formed and it existed until present. In this study besides this relationship of sectarian opposition was analyzed in the context of the concept of pravoslavie which means Slavic law or custom. Apart from this, it can be stated that in the history of the struggle of the Polish and Russian states to dominate the geography of Ukraine, the fact that both political units were related to the different denominations of Christianity constitutes important turning points. The time span of the study was the time when the Polish King Mieszko I (966) and Russian Knez Vladimir (988) joined to Christianity and the period until the Pereslav Treaty of 1654, when Ukraine was tied to Russia.
Öz
Michael Mann tarafından toplumsal iktidar kaynakları ideolojik, ekonomik, askeri ve politik olmak üzere dört kategori altında değerlendirilmiştir. Çalışmada ideolojik iktidar kaynaklarından biri olan din kurumunun geçmişten bugüne Slav dünyasının Katoliklik-Ortodoksluk temelli bölünmüşlüğündeki rolüne değinilmiştir. Doğu Avrupa ve Baltık bölgesinde geçmişten bugüne kadar süregelen çatışmalara eşlik eden dinsel söylemin varlığı, ülkesel sınırların belirlenmesi ve toplumların örgütlenmesinde bölgesel güçler için meşruiyet kaynağı olagelmiştir. Temel olarak Ukrayna toprakları üzerinde Rusya ve Polonya arasında jeopolitik nedenlerden dolayı cereyan eden bu mücadeleye, Katoliklik-Ortodoksluk temelli bir mezhepsel karşıtlık ilişkisi üzerinden dinsel bir söylem eşlik etmiştir. Böylesi bir mezhepsel karşıtlık sürecinin oluşmasında, iki Slav ulusu olarak Rusların ve Polonyalıların Hıristiyanlığın farklı mezheplerine iltisak etmeleri sebep olmuştur. Bunun sonucu olarak da Doğu ve Batı Slavları arasında günümüze kadar varlığını sürdürecek olan ve telifi zor görünen bir mezhepsel karşıtlık oluşmuştur. Çalışmada ayrıca bu mezhep temelli karşıtlık ilişkisi Slav hukuku ya da töresi anlamına gelen “pravoslavie” kavramı ışığında analiz edilmiştir. Bunun dışında Polonya ve Rusya devletlerinin Ukrayna coğrafyasına hâkim olma mücadelesine bakıldığında her iki siyasi birimin de Hıristiyanlık inancının farklı mezheplerine iltisak etmelerinin önemli dönüm noktalarını oluşturduğu görülmektedir. Dolayısıyla çalışmanın zaman aralığını Polonya Kralı I. Mieszko’nun (966) ve Rus Knezi Vladimir’in (988) paganlıktan Hıristiyanlığa iltisak ettikleri tarih ile Ukrayna topraklarının Rusya’ya bağlandığı 1654 tarihli Pereslav Antlaşması’na kadar olan dönem teşkil etmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Mayıs 2020 |
Gönderilme Tarihi | 27 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |