İslam dinindeki önemine binaen hadisler her zaman İslam âlimlerinin ilgi alanı olmuştur. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sözlerinin sahih olarak aktarılması için çok dikkatli davranan hadisçiler, hadislerin korunması için bir ilim dalı geliştirmişlerdir. Bu ilim dalına başka isimlendirilmelerle birlikte ricâl ilmi denilmektedir. Ricâl ilmi sayesinde hadislerin senedinde geçen râvilerin güvenilir kişiler olup olmadıkları tespit edilebilmektedir. Bu sayede hadislerin Hz. Peygamber’e (s.a.v.) aidiyeti, sahih olup olmadıkları ve netice itibariyle delil olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunda bir malumata sahip olunmaktadır.
Çalışmada sözü edilen ricâl ilmiyle ilgili ciddi bir birikime sahip olan ve hadis alanında tanınmış âlimlerden olan Ahmed b. Hüseyin’in el-Beyhakî’nin el-Hilâfîyyât adlı eserinde cerh ve ta’dîle yönelik yaptığı açıklamalar konu edinilecektir.
Beyhakî hadis alanıyla ilgili olarak birçok eser telif etmiş bir hadisçidir. Yazdığı es-Sünenü’l-kübrâ adlı çalışması hadis edebiyatında telif edilen meşhur sünenlerden biridir. Nitekim Beyhakî hadisçi olmanın yanında ayrıca fıkıh, itikât ve ahlâk gibi birçok farklı alanda eserler telif ederek muhtelif alanlara katkı sunan bir âlimdir.
Beyhakî’nin telif ettiği el-Hilâfîyyât adlı çalışması ise Şâfiîler ve Hanefîler arasındaki fıkhî ihtilaflardan söz eden bir eserdir. Bu çalışmanın hadis alanıyla ilgili olan yönü bulunmaktadır. Zira söz konusu çalışmada ihtilaflı konular ale’l-ebvâb sistemiyle tasnif edilerek tarafların hadis delillerine yer verilmiştir. Daha sonra nakledilen birçok rivâyet cerh ve tadîl açısından ele alınarak tartışılmış, hadislerin sahih ve zayıf olma yönü irdelenmiştir.
Çalışmamızda, el-Hilâfîyyât adlı eserde Beyhakî’nin cerh ve ta’dil nitelikli yaptığı açıklamaları incelenecektir. Böylece Beyhakî’nin mezkûr eseri özelinde cerh ve tadîl metodu, etkilendiği ricâl âlimleri vb. hususlar hakkında bilgi elde edilmiş olunacaktır.
Thanks to their importance in Islam, ḥadīths have always been a prominent concern for Islamic scholars. Ḥadīth scholars, acting really cautiously to narrate the words of the Prophet (pbuh) in the ṣaḥīḥ (sound) forms, developed a field of ʿilm (scholarship) to save ḥadīths. This area of scholarship is called, among other names, ʿilm al-rijāl. Thanks to ʿilm al-rijāl, it is possible to detect whether the rāwī, taking part in the sanad of a ḥadīth, is a trustworthy person. In this way, information can be obtained on whether the ḥadīths belong to the Prophet (pbuh), whether they are ṣaḥīḥ or not, and consequently on whether they can be used as evidence.
This study analyses the explanations on al-jarḥ wa-l-taʿdīl in the work al-Khiláfiyyāt by Aḥmad ibn Ḥusayn al-Bayhaqī, who has remarkable experience and depth of knowledge about ʿilm al-rijāl and is one of the best known ḥadīth scholars.
Al-Bayhaqī is a ḥadīth scholar who authored many books in the field of ḥadīth. His work as-Sunan al-Kubra is one of the most famous sunans written in ḥadīth literature. Thus, al-Bayhaqī is a scholar contributing in a great variety of fields such as fiqh, faith and morals, as well as ḥadīth.
Al-Khiláfiyyāt by al-Bayhaqī addresses the fiqhi (jurisprudental) disagreements between Shāfiʿī and Hanafi schools. This study deals with the field of ḥadīth, as well. This is because the controversial matters were classified via al’al-abwāb (according to their bābs) system, and the ḥadīth evidence of both parties were shared in this book. After this, many narrated riwayahs were analysed in terms of al-jarḥ wa-l-taʿdīl, and it was scrutinized whether the ḥadīths were ṣaḥīḥ and ḍaʻīf (weak).
In this study, the interpretations of al-Bayhaqī on al-jarḥ wa-l-taʿdīl in the work called al-Khiláfiyyāt are examined. Therefore, specific to al-Bayhaqī’s mentioned work, information will be obtained about subject such as al-jarḥ wa-l-taʿdīl method, and about ʿilm al-rijāl scholars he was influenced from etc.
Ḥadīth ʿilm al-rijāl al-jarḥ wa-l-taʿdīl al-Bayhaqī al-Khiláfiyyāt.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 4 Haziran 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 4 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 29 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 1 |