Turkish-İslamic Literature Muhammad (sav) his birth, life, miracles, physical features, and hadiths. These features have led to the emergence of new genres in literature such as siyer, mevlid, miraciye, mucize-names, hilye-i şerif, kırk, yüz, bin hadîs.As the most important reason for the tradition of writing verse or prose hadith, Hz. Muhammad (sav) said, "Whoever compiles forty hadiths about the religious affairs of my ummah, Allah will resurrect him among the jurists and scholars." it is a hadîth sherîf. However, To gain the intercession of the Prophet Muhammad (sav), to be remembered well, to continue the tradition of writing hadith, to receive the prayers of the reader, to warn the society by drawing attention to religious and otherworldly issues, and to express their opinions on these issues, to get rid of the disease and wish for healing, etc. For reasons such as verse or prose hadith translation, examples were given by many poets. Many poets, scholars and jurists in Islamic literature started with the tradition of forty hadith translations for the reasons we have mentioned above, and this number continued with seventy, one hundred, five hundred and one thousand hadith translations.
In this artickle, translation of one hundred hadiths called “Risale-i Mie” or “Subhatü’l-Uşşak” attributed to both Latifi and Behlul were emphasized, information was given about Behlul’s life and the differences in both works were tried to be revealed.
Turkish-İslamic Literature Behlul Latifi Hundred Hadith in verse Risale-i Mie
Hz. Muhammed (sav) Türk-İslâm edebiyatına; doğumu, hayatı, mucizeleri, fizikî yapısı ve hadîsleri gibi özellikleri ile yansımıştır. Bu özellikleri edebiyatta siyer, mevlid, miraciye, mucize-nâme, hilye-i şerîf, kırk, yüz ve nin nadîs gibi yeni türlerin doğmasına sebep olmuştur. Manzum veya mensur hadîs yazma geleneğinin en önemli sebebi Hz. Muhammed’in (sav) “Ümmetimin dînî işlerine dair kırk hadîs derleyen kimseyi Allâhu Teâlâ fakihler ve âlimler zümresi arasında diriltir.” hadîs-i şerifidir. Bununla birlikte Hz. Muhammed’in (sav) şefaatini kazanma, hayırla yad edilme, hadîs yazma geleneğini devam ettirme, okuyucunun duasını alma, dinî ve uhrevî meselelere dikkat çekerek toplumu uyarma ve bu konulardaki fikirlerini beyan etme, hastalıktan kurtulup şifa dileme vb. gibi sebeplerden dolayı birçok şair tarafından hadislerin manzum ya da mensur tercüme edilmiştir.İslamî edebiyatta birçok şair, âlim, fakih yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı kırk hadîs tercüme geleneğini başlatmıştır. Daha sonra bu sayı yetmiş, yüz, beş yüz ve bin hadîs tercümeleri ile devam ettirilmiştir.
Bu makalede hem Lâtîfî’ye hem de Behlûl’e atfedilen “Risâle-i Mie” veya “Subhatü’l-Uşşak” adlı yüz hadîs tercümelerinin üzerinde durulmuş, Behlûl’ün hayatı hakkında bilgi verilmiş ve her iki eserde bulunan farklılıklar ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Türk-İslâm Edebiyatı Behlûl Lâtîfî Manzum Yüz Hadîs Risâle-i Mie
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 12 Haziran 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 20 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 4 Sayı: 1 |