Kur’ân’da yer alan ve geçmişte yaşamış kişi, kavim ve toplulukların yaşantılarından örnekler sunan tarihi anlatılar Kur’ân üslûbunun önemli bir unsurudur. Buna göre Kur’ân’da, geçmişte yaşamış kadîm peygamberler ve kavimlerinin kıssalarından kimi zaman teferruatlarıyla kimi zaman ise yüzeysel bir şekilde söz edilmekte; bahsi geçen peygamberlerin çağrısı, bu çağrı sonucunda karşılaştıkları tepkiler, kavimleriyle diyalogları ve davetlerinin serencamı aktarılmaktadır. Yapılan bu tarihî atıfların bir sebebe bağlı olmaksızın sunulan, birbirinden ve nüzûl vasatından bağımsız söylemler olduğunu düşünmek mümkün değildir. Öyle ki bu, Kur’ân’ın anlam dünyasına, iyiye yönlendiren, ıslah ve inşa eden karakterine ters düşecektir. Zira Kur’ân vahyinin olgu ile karşılıklı ilişki içinde cereyan ettiği ve vahyin çoğu zaman verili duruma konuştuğu birçok âyette görülmektedir. Bu iki gerçeğin göz önüne alınması, ayetleri anlamada ve tefsir etmede büyük önem taşımaktadır. Kur’ân’da geçmişe yapılan atıfların bulunduğu anlatıları kavramada âyetlerin indiği vasatı iyi bilmek belirleyicidir. Bu çalışmada, işaret edilen ilkelerin uygulanması maksadıyla A‘râf sûresi 1-102. ayetlerinde, geçmişe yapılan atıfların olgu ile ilişkilerinin tespitinin imkânı ve bu ilişkinin söz konusu ayetleri mümkün oldukça doğru anlamaya katkısının olup olmadığı araştırılmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 7 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 19 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 27 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 5 Sayı: 1 |