In the tradition of Islamic culture, it is a very common form of marginalization among schools to dedicate each other. On this ground fed by different theological approaches, different schools have used this theological instrument extensively. When it comes to al-Ghazali, it was theologically unwelcome for the parties to dismiss each other on an issue subject to interpretation and due to their interpretation, and a limitation was imposed. Takfir, which continues to be used as a tool in othering, is an instrument used extensively by predecessor theological approaches. In the Islamic theological tradition, it is seen that the basis of the concept of takfir is a problem area arising from the theological perceptions of the schools. For this reason, takfir is not a simple marginalization, but has preserved its existence as a discourse that also has religious, legal and economic implications. The concept is a border expression that distinguishes the Islamic from the non-Islamic. It refers to the separation of a teaching that presents itself as the true religion from members of other religions. However, in the later stages of the process, it seems to have been used as a means of marginalizing within the structure. Faith, which is a marker for non-Muslims, has been a reason for otherization among Islamic believers, both at the intellectual and de facto level, at the intellectual level since the first generation. The conflicts in the political arena have created fierce competition, which has increased the dose of violence. In the picture that emerged, it played a primary role in the formation of takfir sects. Since the first generation of Muslims, it has never been missing in the process, and this marginalization has gained momentum in some periods of history. Takfir, which basically gives the appearance of a theological and epistemological problem, also gained a political and social quality in the process. The perception of takfir, which does not give life to religious tolerance and pluralism among Islamic belief schools, has also been effective in the dominance of a single truthful theological perception in the field.
İslam kültür geleneğinde ekollerin birbirilerini tekfir etmesi oldukça yaygın bir ötekileştirme biçimidir. Farklı teolojik yaklaşımların beslediği bu zeminde farklı ekoller bu teolojik enstrümanı yoğun biçimde kullanmışlardır. Gazzâlî’ye gelindiğinde tevile konu olan bir konuda ve tevilleri sebebiyle tarafların birbirlerini tekfir etmeleri teolojik olarak hoş karşılanmamış ve bir sınırlamaya gidilmek durumunda kalınmıştır. Günümüzde de ötekileştirmede bir araç olarak kullanılmaya devam eden tekfir, özellikle selefi ekollerin harc-ı alem kullandıkları bir enstrümandır. İslam kelam geleneğinde, tekfir olgusunun temelinde ekollerin iman algılarından kaynaklanan bir sorun alanı olduğu görülür. Bu yüzden tekfir basit bir ötekileştirme olmayıp dinî, hukukî ve iktisâdî sonuçları da olan bir söylem olarak varlığını korumuştur. Kavram İslamî olanı olmayandan ayıran bir sınır ifadesidir. Kendisini hak din olarak sunan bir öğretinin başka din mensuplarından ayırmayı ifade eder. Fakat sürecin ilerleyen safhalarında yapı içi bir ötekileştirmede de araç olarak kullanılmış görünüyor. Müslüman olmayanlara karşı bir belirteç niteliği taşıyan iman, ilk nesilden itibaren gerek fikrî gerekse fiilî düzeyde entelektüel düzeyde bir ötekileştirmenin de İslam inananları arasında ortaya çıkaran bir neden olmuştur. Siyaset arenasındaki çekişmeler kıyasıya rekabeti ortaya çıkarmış, bu da şiddetin dozunu artırmıştır. Ortaya çıkan tabloda tekfir mezheplerin teşekkülünde birincil rol üstlenmiştir. İlk kuşak Müslümanlardan itibaren süreçte hiç eksik olmamış, tarihin bazı dönemlerinde ise bu ötekileştirme hız kazanmıştır. Temelde teolojik ve epistemolojik bir problem görüntüsü veren tekfir, süreçte siyasal ve sosyal bir nitelik de kazanmıştır. İslam inanç ekolleri arasında dinî tolerans ve çoğulculuğa yaşam imkânı vermeyen tekfir algısı, önemli oranda tek doğrucu bir teolojik algının alana hâkimiyetinde de etkili olmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 15 Temmuz 2021 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2021 |
Kabul Tarihi | 6 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 10 Sayı: 20 |