Resûlullah yüce bir ahlak üzere yaratılmış ve güzel ahlakı tamamlamak üzere tüm insanlığa gönderilmiştir. Onun ahlakının en güzel yönlerinden bir tanesi de sünnetullahın bir gereği olarak sebeplere sarılma, bir iş yapmadan evvel bunun sonucunu düşünme de diyebileceğimiz tedbirdir. O bir iş yaparken Allah’ın Peygamberi olmasına rağmen dünyanın kanunları gereği her tür sebebe sarılmakta; bir kul olarak elinden geleni yapmaktaydı. Onun bir Peygamber olarak hayatı boyunca bir çok meşakkate katlanmasının bir insan olarak da başından bir çok olay geçmişti. Allah (c.c.) onun vasıtasıyla kullarına dünyanın bir imtihan yeri olduğunu, herkesin bu imtihanlar karşısında elinden geleni yapması gerektiği mesajını bütün insanlara vermekteydi. Bir kul olarak Resûlullah’ın ahlakının en güzel yanlarından bir tanesi de onun Allah’a en zor anlarda bile sarsılmayan bir imanla tevekkül etmesidir. Tevekkül de tedbirin bir tamamlayıcısı olup her türlü sebebe riayet ettikten ve elinden gelenleri yaptıktan sonra olayın neticesini yaratana bırakmak, onu kendisine vekil yapmaktır. Kişinin hayatını istenilen çizgide yaşamasının şifresi bu iki ahlakı hayatında dengeli bir şekilde uygulayabilmesinden geçmektedir. İki ahlaktan birinin eksikliği veya fazlalığının kişinin dünya ve ahiret hayatını etkilemesi kaçınılmazdır.
Onun bu ahlaki erdemlerini hayatının her anında görmek mümkündür. Gerek Peygamber gerekse de Müslümanlar için en önemli tarihi olaylardan bir tanesi de ashâb-ı kirâmın Mekke’den Medine’ye hicret etmeleridir. İslâm'ın başında ashâb-ı kirâmın imtihanları işkence, eziyet ve müşriklerin alay ve hakaretlerine sabretmek iken hicretle beraber doğup büyüdükleri memleketlerini terk etmek, mallarını, evlerini ve dünyalık herşeylerini feda etmek şeklinde olmuştu. Medine’nin hicret yurdu seçilmesinde Arabistan’daki askeri ve ticari olarak stratejik bir konuma haiz olmasının etkisi bulunmaktadır. Resûlullah (s.a.s.) kureyş islama düşmanlıklarını iyiden iyiye artırınca kendisine siyasi olarka yeni bir destek bulmak gayesiyle hac mevsimlerinden Arap kabilelerini İslâm'a davet etmeye buşlamıştı. Bu gayretlerinin bir neticesi olarak Hazrec’den 6 kişi müslüman oldu. İki yıl sonra da İslâm'ın anılmadığı ev kalmamıştı ki hicret emri verildi. Müslümanların gruplar halinde Medine’ye hicret ettiklerini ve orada toplandıkları gören Kureyş bunun kendilerine karşı bir tehlike oluşturmasından, ileride Medine’den gelen bir ordunun kendilerini tehdit etmesinden ve ticaretlerinin engellenmesinden korktu. Hz. Peygamber'in (s.a.s.) hicretini engellemek için ona suikast kararı aldılar. Resûlullah’ın tedbir ve tevekkül ahlakıyla ilgili en güzel örnekleri Medine’ye hicreti sırasında görmek mümkündür. Biz hicret yolculuğunun öncesi ve yolculuk safhasını ele alarak Hz. Peygamber’in ahlakının ilgili boyutlarını irdelemek ve bu kutlu yolculuk boyunca yaşananlar vasıtasıyla Resûlullah’ın ahlakını anlamaya, kavramaya, yaşanan olaylardan sonuçlar çıkarmaya çalıştık. Hz. Peygamber tüm insanlık için bir dönüm noktası teşkil eden tehlikeli hicret yolculuğunu mümkün olduğu kadar gizli tutmuştu. Kendisine yol arkadaşı olarak Hz. Ebû Bekir’i (r.a.) seçmişti. Onun aile fertlerini bu yolculuk için organize etmesi, tüm parasını bu maksatla yanına alması ve yolculukları sırasında göstermiş olduğu fedakarlıklar, kendisinin hicret yolculuğunda bir arkadaş olarak ne kadar isabetli bir seçim olduğunu ve tam bir görev adamı olduğunu gösterir. Kutlu hicret yolculukları sırasında birçok tehlikenin üstesinden gelmek zorunda kaldılar. Bu zorlukların başında Kureyş’in onları amansız bir şekilde takip etmeleri gelmekteydi. Onlardan gizlenebilmek için o gün mutad kullanılan Mekke-Medine yolunu kullanmayıp rehberlerinin kendilerini yönlendirdiği alternatif bir rotadan gitmeyi tercih ettiler. Hz. Peygamber’in Medine’ye hicret boyunca takip ettiği rotayla ilgili ihtilaf bulnmaktadır. Gün gün, kademe kademe kervanlarının nerelerden geçtiği tüm ayrıntılarıyla bilinmemektedir. Fakat bunun tam manasıyla tespiti için akademik ve sistemli bir çalışma gerekmektedir. Hicret bugüne kadar sayısız kitap ve makaleye konu olmuştur. Bu çalışmanın amacı, Allah Resûlü’nün (s.a.s.) bu kutlu yolculuğunda yaşamış olduğu örnekler yoluyla ahlaka dair bu iki kavramın nasıl dengede tutulması gerektiğini anlamaktır. Böyle çalışmalar yoluyla Hz. Peygamber’in (s.a.s.) hayatının detaylı bir şekilde incelenmesi ve hakkında değerlendirmeler yapılmasının siyer-i nebî’nin anlaşılması adına gayet doğru bir yöntem olacağı kanaatindeyiz.
Teşekkürler
The Messenger of Allah was created with the best morals and was sent to all humanity to complete the best morals. One of the most beautiful aspects of his morality is the precaution that we can call clinging to causes, as a requirement of the Sunnah of God, and thinking about the consequences before doing something. Although he is the prophet of Allah, he clings to all kinds of causes in accordance with the laws of the world; He was doing his best as a servant. He had to go through many hardships throughout his life as a Prophet, and as a human being, many events had passed. Through him, Allah (c.c.) was giving the message to all people that the world is a place of testing and that everyone should do their best in the face of these tests. One of the most beautiful aspects of the Messenger of Allah's morals as a servant is that he puts his trust in Allah with unwavering faith even in the most difficult moments. Tawakkul is also a complement to the precaution, and after observing all kinds of reasons and doing what he can, leaving the outcome of the event to the creator and making him his deputy. The password for a person to live his life in the desired line is to be able to apply these two morals in his life in a balanced way. It is inevitable that the deficiency or excess of one of the two morals will affect a person's life in this world and the next. It is possible to see these moral virtues of him in every moment of his life. However, one of the most important historical events for both the Prophet and Muslims is the migration of the Companions from Mecca to Medina.It is possible to see the best examples of the Prophet's morality of precaution and submission during his migration to Medina.
One of the most important historical events for both the Prophet and Muslims is the migration of the Companions from Mecca to Medina. At the beginning of Islam, the tests of the Companions were to be patient with torture, persecution and the ridicule and insults of the polytheists. It was like leaving their hometowns where they were born and raised, sacrificing their property, home and everything in the world with the emigration. The fact that Medina had a strategic location in Arabia, both militarily and commercially, played an important role in the selection of the emigration home. When the Quraysh increased their hostility towards Islam, the Messenger of Allah began to invite Arab tribes to Islam during the pilgrimage seasons in order to find new political support for him. As a result of these efforts, 6 people from Khazraj became Muslims. Two years later, there was no house where Islam was not mentioned, when the order for the emigration was given. The Quraysh, who saw that the Muslims migrated to Madinah in groups and gathered there, feared that this would pose a danger to them, that an army from Medina would threaten them in the future and that their trade would be hindered. They decided to assassinate the Prophet to prevent his migration. It is possible to see these moral virtues of him in every moment of his life. It is possible to see the best examples of the Prophet's morality of precaution and submission during his migration to Medina. We tried to examine the relevant dimensions of the Prophet's morality by considering the pre-hijrah journey and the journey phase, and to understand and comprehend the Prophet's morality through the experiences during this blessed journey, and to draw conclusions from the events that took place. The Prophet kept his dangerous emigration journey, which was a turning point for all humanity, as secret as possible. He chose Abu Bakr as his companion. The fact that he organized his family members for this journey, took all his money with him for this purpose, and the sacrifices he made during his journey shows that he was the right choice as a friend in the journey of migration and that he was a full duty man. They had to overcome many dangers during their blessed migration journey. The first of these difficulties was the relentless pursuit of the Quraysh. In order to hide from them, they did not use the Mecca-Medina road, which was customary that day, and preferred to take an alternative route guided by their guides. There is disagreement about the route the Prophet followed during his migration to Medina. It is not known in all details where the caravans passed day by day, step by step. However, an academic and systematic study is required to fully determine this. Hijrah was the subject of numerous books and articles so far. The purpose of this study is to understand how these two concepts of morality should be kept in balance, through the examples that the Messenger of Allah (pbuh) lived in this blessed journey.Through such works, We believe that re-examination and evaluation of the life of the Prophet in detail will be a very correct method for understanding his life.
Islamic History Sirah Emigration Morality Precaution Tawakkul
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 15 Ocak 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2022 |
Kabul Tarihi | 14 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 11 Sayı: 21 |