Despite the developments and innovations in almost all sectors, it is still seen that some problems in the 21st century, are from the past. Among these, violence against women and sexual discrimination are listed as priorities. However, the increase in the level of education and personal income also increased the sensitivity to violence against women and gender. Developing economic activities affects economic independence positively by expanding employment opportunities. The aim is to determine the relative efficiency in education and economic performance with the data on the prevalence of child marriage and lifetime violence, which are among the indicators of gender and violence against women, in 2022 in 27 EU member states and candidate countries Turkey. We used the rate of enrolment in higher education (women %) from education indicators and GDP and employment rate indicators (women %) from economic performance indicators. We used the Data Envelopment Analysis (DEA) method. It was aimed to comparatively examine the findings obtained with models. According to the results, a significant and high level of correlation was determined between both models. In both models, 50 % of the countries participating were calculated as efficient and 50 % as ineffective. In the study, the reasons for the ineffectiveness of countries were revealed, and what should be developed to be effective policy recommendations in these countries. According to the findings, it should be known that the indicators of gender and violence against women have important consequences on the effectiveness of education and economic performance.
21. yüzyılda hemen tüm sektörlerde yaşanan gelişme ve yeniliklere rağmen geçmişten gelen birtakım sorunların da halen devam ettiği görülmektedir. Bunlar içerisinde kadına şiddet ve cinsel ayrımcılık öncelikli olarak sıralanmaktadır. Fakat toplumda eğitim seviyesinin artmasıyla ile kişisel gelir artışı kadına şiddet ve toplumsal cinsiyete karşı duyarlılığı da artırmıştır. Bu duyarlılığın cinsiyet eşitliğini sağlamaya ve şiddet uygulamalarını önlemeye dönük yapısal dönüşümlere olan talebi artıracağı ve bu durumun eğitim yatırım harcamalarını daha da artıracağı düşünülmektedir. Gelişen ekonomik faaliyetler ise istihdam olanaklarını genişleterek ekonomik bağımsızlığı olumlu etkilemektedir. Bu çalışmanın amacı AB’ye üye 27 ülke ve aday ülke Türkiye’de 2022 yılında toplumsal cinsiyet ve kadına şiddet göstergelerinden çocuk yaşta evlilik ve yaşam boyu şiddetin yaygınlığı verileri ile eğitim ve iktisadi performansta göreceli etkinliğin belirlenmesidir. Bu nedenle çalışmanın modelinde eğitim göstergelerinden yükseköğretime kayıt oranı (kadın %) ile ekonomik performans göstergelerinden GSYİH ve istihdam oranı göstergeleri (kadın %) kullanılmıştır. Çalışmada etkinlik ölçümünde sıkça tercih edilen Veri Zarflama Analizi (VZA) metodu kullanılmıştır. Analizle elde edilen bulguların (etkin birimlerin) karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Analiz sonuçlarına göre çalışma modelleri arasında anlamlı ve yüksek düzeyde ilişki tespit edilmiştir. Her iki modelde de Avusturya, Polonya, Hırvatistan, İspanya, İtalya ve İrlanda etkin üretim çizgisinde üst sırada yer alırken en uzak konumda yer alan 3 ülke Romanya, Fransa ve Türkiye olarak belirlenmiştir. Çalışmada etkin olmayan ülkelerin etkinsiz olma nedenleri kıyaslamalı olarak gösterilmiş ve bu ülkeler hakkında politika önerileri geliştirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre toplumsal cinsiyet ve kadına şiddet göstergelerinin eğitim ve iktisadi performans etkinliği üzerinde önemli sonuçları olduğunun bilinmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Şubat 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 28 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |