Giriş: HBS epidemiyoloji
çalışmalarında %0.9-10 gibi farklı prevelans oranları bildirilmiştir. HBS
hastalarında cinsiyet, yaş, genetik yatkınlık, anemi, hipertansiyon, diyabet,
hiperkolesterolemi, depresif bozukluk, tiroid, akciğer ve böbrek hastalıkları
gibi eşlik eden komorbid durumlarla ilişkisi araştırılmış ve bazı yerleşkelerde
bu özellikler için farklı sonuçlar bildirilmiştir. Çalışmamızda, Erzurum ili HBS
prevelansını, sosyodemografik özelliklerini ve komorbid durumlar ile ilişkisini
incelemeyi amaçladık.
Gereç-Yöntem: Bu çalışma, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi
Nöroepidemiyoloji Çalışma Grubu tarafından Sağlık müdürlüğüne bağlı olan aile
hekimlerinin nüfus kayıtları kullanılarak, kapı kapı gezilerek yapıldı. Her
bireyin sosyodemografik özelliklerini ve HBS’ yi belirlemek için iki farklı
anket uygulandı. HBS tespit edilen hastalara IRLSSGRS anketi uygulandı.
Hastalığın prevalans oranı, yaşa, cinsiyete göre dağılımı ve ilişkili durumlar
araştırıldı. İstatistiksel değerlendirmede p≤0.05’ ten küçük olan durumlar
anlamlı kabul edildi.
Bulgular: 4093 birey değerlendirildi ve 282 (%6.9) HBS’ li olgu
tespit edildi. Olguların yaş cinsiyet, sosyodemografik özellikleri ve komorbid durumlar
ile ilişkisi araştırıldı (Tablo I). HBS ile komorbid durumların arasında ilişki
incelendiğinde tiroid hastalığı haricinde diğer durumlarla HBS arasında anlamlı
istatistiksel fark tespit edildi (Tablo I). Vakaların %34.4’ ünde en az bir akrabasında
benzer şikâyetleri olduğu tespit edildi. Başlangıç yaşı ≤40 olan olguların
oranı daha fazlaydı ve istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi. HBS semptomlarının orta
ve ciddi olduğu gruplarda olgu sayısı fazlaydı (Tablo II).
Sonuç: Çalışmamızda 15–80 yaş arası popülâsyonda HBS görülme
sıklığını %6.9 tespit ettik. Vakaların yaş gruplarına göre dağılımlarında ise
anlamlı farklılık yoktu. HBS ile cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı
farklılık vardı (p=0.048). Eğitim, ekonomik durum ve meslek ile hastalık
arasında ilişki yoktu. HBS’ in sigara ve alkol kullanımı ile ilişkisi yoktu ve
komorbid durumlardan tiroid hastalığı haricinde sorgulanan diğer hastalıklarla
HBS arasında anlamlı istatistiksel farklılık tespit ettik. Vakaların üçte
birinde üst ekstremite tutulumu ve aile öyküsü pozitif olduğu görüldü.
Vakaların yarısından fazlasında semptomlar 40 yaşından önce başlamıştı.Tespitlerimiz
HBS’ nin sık görüldüğünü, yüksek rakımla sıklığının artabileceğini göstermesi
açısından önemlidir.
Abstract
Introduction: Prevalence of Restless leg syndrome (RLS) is reported
between 0.9%-10% in epidemiologic studies. Associations of sex, age, genetic
predisposition, anemia, hypertension, diabetes, hypercholesterolemia,
depression disorders, thyroid disorders, lung and kidney diseases with RLS were
researched and different results were found in different locations. In this
study, we aim to investigate the prevalence, sociodemographic features and
association of comorbid situations of RLS in the province of Erzurum.
Material and Methods: This study was conducted by face-to-face interviews
performed by neuroepidemiology study group of Faculty of Medicine of Ataturk
University using the records of family doctors abide by health directorate. Two
different questionnaires were asked to each contributor to determine the
sociodemographic status and RLS consecutively. IRLSSGRS survey was performed to
contributors to whom RLS was detected. Prevalence, stratifications for sex and
age along with comorbid situations were investigated. A p value lower than 0.05
was accepted as significant in statistical analyzes.
Results: Four thousand and ninety-three individuals were
investigated and 282 (6.9%) patients with RLS were detected. Data belong to
individuals regarding age, sex, sociodemographic features and comorbid
situations were obtained (Table I). Regarding the association of comorbid
situations, all investigated comorbid situations other than thyroid disorders were
associated with RLS (Table I). At least one relative had similar symptoms in
34.4% of the patients. Cases were significantly more frequent under 40 years of
age. Number of cases with mild and severe RLS symptoms were higher (Table II).
Discussion: In this study, we found the prevalence of RLS 6.9% in
the population aged between 15–80 years. There was no statistically significant
difference of distribution by means of age groups. There was statistically
significant difference by means of gender distribution (p:0.048). There was no
connection between disease and education status, economic status and
occupation. RLS was not associated with smoking or alcohol consumption. RLS was
associated with all investigated comorbid situations other than thyroid
disorders. One third of the cases had upper extremity involvement and positive
family history. More than half of the cases, symptoms started before the age of
40. Our findings were important in terms of high prevalence and increased
disease frequency with high altitude.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Orjinal Çalışma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Mart 2019 |
Kabul Tarihi | 16 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 9 Sayı: 1 |