Orta Çağ, dinin itici güç olduğu, insanların
siyasi ve sosyal yönden kendilerini farklı yöntemlerle ispatlamaya çalıştığı çağ
olarak kabul görür. Böyle bir resmin oluşmasının birçok sebebi bulunmaktadır.
Bunların en önemlilerinden biri, Hristiyanlığın ve İslamiyet’in bu çağda yaygın
hale gelmesidir. İki din, yayıldıkları bölgelerin siyasi, sosyo-ekonomik ve
kültürel hayatında büyük değişimlere neden olmuştur. Dolayısıyla, tarihi değere
sahip birçok olayın arka planında doğrudan ya da dolaylı olarak dini etmenlerin
etkili olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra hükümdarların, çoğu zaman, gerek din
ve gerekse din adamları aracılığıyla hedeflerine ulaştığı olmuştur. Konuyla
ilgili olarak Karolenj İmparatoru Charlemagne ve Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul
Bey dönemleri örnek gösterilebilir. Çağdaş olmayan iki hükümdarın yaşadıkları
dönem arasında yaklaşık iki buçuk asırlık zaman farkı bulunmaktadır. Ayrıca
Charlemagne Hristiyan, Tuğrul Bey ise Müslümandır. Bu farklılıklara rağmen
Charlemagne’nın Papa III. Leo tarafından “Roma imparatoru” ilan edilmesinde ve
Tuğrul Bey'e Halife el-Kaim tarafından “Doğu’nun ve Batı’nın Hükümdarı” unvanının
verilmesinde, benzer özellikteki dini ve siyasi nedenlerin etkili olduğu
görülmüştür. Bu çalışmada Charlamagne-Papa ve Tuğrul Bey-Halife ilişkileri
temel alınarak, din ve devlet ilişkilerine yönelik bir karşılaştırma yapılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Temmuz 2019 |
Gönderilme Tarihi | 5 Aralık 2018 |
Kabul Tarihi | 15 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 14 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.