Mekân, mimarlık disiplininin bilgi ve üretim alanı olarak tanımlanmakta ve insan ile etkileşimi sonucu yer haline dönüşmektedir. Mekân fiziksel boyut üzerinden tanımlanırken, yer zihinsel ve eylemsel pratikleri de kapsamaktadır. Yer kavramı, barındırdığı anlamlar, kimlik ve kültür açısından zengin ve bağlama uygun bir yaklaşımı tariflemektedir. Diğer yönden, günümüzde küresel pazara girmek amacıyla odak noktası haline getirilmek istenen yerler, yer kaybı ile karşı karşıya kalmakta, kurgusal bir bağlam üzerine oturtulmak istenen veya tarihe öykünen alanlara dönüşmektedir. Çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının anlamsal ve bağlamsal açıdan incelemek, mekânın yere dönüşme sürecini tartışmak ve yer’in kurulamadığı alanlarda yer kayıplarının nasıl meydana geldiğini, bu kayıplara nelerin sebep olduğunu vurgulamaktır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan betimsel analiz yöntemi kullanılarak literatür araştırması yapılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda, irdelenen mekân-yer kavramları arasındaki farklar ortaya çıkarılmış, mimarlık disiplininde yer’i oluşturmak için teori ve pratik arasındaki dengenin kurulması gerektiği belirlenmiştir. Yer’in kurulamadığı alanlarda yer kaybının ortaya çıktığı, buna bağlı olarak kimliğin, anlamın ve zamanın göz ardı edildiği görülmüştür. Yer ile kurulan bu problemli ilişkinin çözümüne yönelik birtakım öneriler getirilmiştir.
Space is defined as the knowledge and production area of the discipline of architecture and transforms into a place as a result of its interaction with people. While space is described through the physical dimension, the place also includes mental and actual practices. The term of “place” depicts an approach that is rich in terms of meanings, identity and culture, suitable for context. However, the places that are desired to be the focal point for the purpose of entering the global market today are faced with the loss of place and turn into areas that are desired to be placed in a speculative context or that emulate history. The aim of the study is to examine the concepts of space and place from a semantic and contextual point of view, to discuss the transformation of space into place, and to emphasize how the loss of place occurs in areas where place cannot be established, and what causes these losses. In the study, literature research was conducted using the descriptive analysis method, which is one of the qualitative research methods. As a result of the research, the differences between the concepts of space and place were revealed, and it was determined that a balance between theory and practice should be established to create a place in the discipline of architecture. Some suggestions have been made for the solution of this problematic relationship with the place.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji, Kentsel Tasarım, Mimarlık |
Bölüm | Derleme Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Temmuz 2023 |
Gönderilme Tarihi | 11 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |