In the most basic terms, clothing is a kind of protective material that is formed in two groups, mainly inner and outer clothing, which is used to protect the body of men and women from weather conditions, and is produced from various fabrics, knits, leather and many other materials. The clothes differ in the selected fabrics according to their inner and outer appearance. Since the skin contact of underwear is much more, cotton and soft fabrics are used to take precautions against irritation. Since outer garments should be more protective and durable than inner garments, thicker linens and knits were used in their production. It can be said that seasonal conditions, war and peace situations, events such as engagement, wedding, funeral, cultural interaction, financial situation and many other variables have been effective in the making and use of clothes. The most decisive of these factors has been Turkish customs. According to this, the decoration of Turkish women at adolescence and while still single was welcomed by the society. However, the decoration of women after marriage was not welcomed by the society. Because, according to Turkish customs, women had to dress well and adorn themselves only for their husbands. They should have done this only in houses that are considered private areas, and they should not be seen like this to foreign men outside. In short, it is understood that there is a certain time for dressing and adorning according to Turkish customs. The same sources confirmed this situation by expressing that the paint would not be accepted as a shame to the aged woman. According to this idea, they stated that even if an old woman adorned her, there was no harm in adorning her and applying paint, since men would no longer be interested in her. Another factor affecting dressing is war times. We learn from the sources that Turkish women, who spent their lives fighting shoulder to shoulder with their husbands and on horseback, wore trousers and shirts, that the clothes they wore during these times were not much different from those of men. It is known that Turkish women wear more feminine clothes such as skirts and dresses in daily life, except during wartime. In addition, it is known that the colors used in clothes are interpreted differently according to the places of use. It is known that Turkish women prefer light-colored clothes for happier and more pleasant times, while they use dark clothes in unhappy times such as mourning and mourning. In addition, it is known that financial situation plays an important role in clothing. There is no doubt that the material values of the clothes worn by the wives of the rulers and the women of the common people are different. In this regard, the clothes of the wives of the Turkish khans, made of delicate silks and precious ornaments, became a model for the wives of their contemporary foreign rulers. While the wives of the khans adorned their clothes and bodies with ornaments and jewelry made of precious and valuable materials, the women of the commonwealth did not neglect to adorn themselves within their means. Even if they did not wear rings, necklaces or bracelets made of precious stones, they met their needs by using jewelry made of beads, which they called moncuk, according to their own means. In this way, they felt happy and vigorous and took on more active and energetic roles in their daily lives. Turkish women, who care about their clothes, also took care of their clothes, hair and skin. Turkish women, who especially care about the care of their faces, had their facial hair removed by threading method, so they colored their skin, which they made smooth, by applying it properly. In addition, Turkish women gave special importance to hair care and spared time for their hair to be washed, combed and then braided. It is also thought that they help each other in this work. In the article, it has been tried to find answers to these questions whether women have an interest in clothing and adornment in Pre-Islamic Turkish Culture, if they are, how and how they do it, in addition to what they are affected while performing this action.
En temel ifade ile kıyafet kadın ve erkeğin vücudunu hava şartlarından korumak için kullanılan, iç ve dış giyim olmak üzere temelde iki gurupta şekillenmiş, çeşitli kumaşlardan, örgülerden, deriden ve daha pek çok çeşit malzemeden üretilen bir çeşit koruyucudur. Giysiler iç dış oluşuna göre seçilen kumaşlar farklılık göstermektedir. İç giysilerin tenle teması çok daha fazla olduğu için tahrişe karşı önlem almak amacı ile pamuklu ve yumuşak kumaşlar kullanılmıştır. Dış giysiler iç giysilere oranla daha koruyucu ve dayanıklı olması gerektiği için onların yapımında daha kalın yapılı ketenler ve örgüler kullanılmıştır. Giysilerin yapımı ve kullanımında mevsim şartları, savaş ve barış durumları, nişan, düğün, cenaze gibi etkinlikler, kültürel etkileşim, maddi durum ve daha pek çok değişken etkili olmuştur denilebilir. Bu etkenlerden en belirleyici olanı Türk töreleri olmuştur. Buna göre Türk kadınlarının ergen yaşlarda ve henüz bekârken süslenmeleri toplum tarafından hoş karşılanmıştır. Ancak evlendikten sonra kadınların süslenmeleri toplum tarafından hoş karşılanmamıştır. Çünkü Türk törelerine göre kadınlar sadece kocaları için güzel giyinip süslenmek durumunda idiler. Bunu da sadece mahrem alan kabul edilen evlerde yapmaları, dışardaki yabancı erkeklere bu şekilde gözükmemeleri gerekirdi. Kısacası Türk töresine göre giyinme ve süslenmenin belirli bir zamanı olduğu anlaşılmaktadır. Aynı kaynaklar yaşlanmış kadına boyanın ayıp kabul edilmeyeceğini ifade ederek söz konusu bu durumu teyit etmişlerdir. Bu düşünceye göre yaşlı bir kadın süslense bile artık ona erkeklerin ilgi duymayacağından dolayı onun süslenmesinde ve boya sürmesinde bir sakıncanın bulunmadığını ifade etmişlerdir. Giyinmeyi etkileyen faktörlerden bir diğeri savaş zamanlarıdır. Gerektiği her durumda kocası ile omuz omuza savaşta ve at üzerinde bulunan Türk kadınlarının bu zamanlarda giydikleri giysilerin erkeklerinkinden pek farklı olmadığını, pantolon ve gömlek giydiklerini, kaynaklardan öğrenmekteyiz. Türk kadınlarının savaş zamanları dışında günlük hayatta etek, elbise gibi daha feminen giysiler giydikleri bilinmektedir. Ayrıca giysilerde kullanılan renklerin, kullanım yerlerine göre farklı şekilde anlamlandırıldıkları bilinmektedir. Türk kadınları açık renkli giysileri daha mutlu ve keyifli zamanlar için tercih ettikleri, buna karşın koyu renk giysileri ise matem, yas gibi mutsuz zamanlarda kullandıkları bilinmektedir. Buna ek olarak giysi konusunda maddi durumun önemli rol oynadığı bilinmektedir. Hakanlarının eşleri ile halktan kadınların giydikleri giysilerin maddi değerleri şüphesiz ki farklıdır. Bu konuda Türk hakanlarının eşlerinin, narin ipeklerden ve değerli süs eşyalarından yapılmış giysileri çağdaşı yabancı hükümdarlarının eşleri için bir model durumuna gelmiştir. Hakanların eşleri kıymetli ve değerli maddelerden yapılmış süs eşyaları ve takılar ile giysilerini ve vücutlarını süslerken, halktan kadınlar da imkânları dâhilinde süslenmeyi ihmal etmemişlerdir. Onlar değerli taşlardan yapılmış yüzük, kolye, bilezik takmamışlarsa bile moncuk adını verdikleri boncuklardan yapılmış takıları kullanarak bu ihtiyaçlarını gidermişlerdir. Bu sayede kendilerini mutlu ve dinç hissetmişler günlük hayatlarında daha aktif ve enerjik roller üstlenmişlerdir. Giysisine önem veren Türk kadını giysilerine, saçlarının ve tenlerinin bakımına da özen göstermişlerdir. Özellikle yüzlerinin bakımına önem veren Türk kadını ipleme usulü ile yüzlerindeki tüyleri aldırmışlar bu sayede pürüzsüz hale getirdikleri ciltlerine düzgün sürerek renklendirmişlerdir. Ayrıca Türk kadınları saç bakımlarına da ayrı bir önem vermişler ve saçlarının yıkanmasına, taranmasına ve ardından örülmesine zaman ayırmışlardır. Bu iş için birbirine yardımcı oldukları düşünülmektedir. Makalede, İslamiyet Öncesi Türk Kültüründe kadınların giyim ve süslemeye ilgileri olup olmadığı, varsa, nasıl ve nasıl yaptıkları, icra ederken nelerden etkilendikleri sorularına yanıt aranmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ocak 2022 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |