Tarih boyunca birçok Türk boyunun geçiş güzergâhı olduğu gibi vatanı da olan Afganistan, 18. Yüzyıldaki bağımsızlık sürecinde bir dizi savaşa mekân olmuştur. İngiliz-Afgan bağımsızlık savaşları sırasında bölge istikrarsız bir yer olarak kalmış ve bu süreç, Amanullah Han’ın Hindistan’a saldırmasıyla başlayan Afgan-İngiliz savaşı sonucunda İngilizlerin Afganistan’ı krallık olarak tanımasıyla son bulmuştur. Amanullah Han, ülkesinin bağımsızlığını sağladıktan sonra, ülkesini geliştirmek için modernleşme sürecini başlatmış, Avrupa ve Türkiye seyahatlerinin ardından ülkesine çeşitli düzenlemeler yapmıştır. Amanullah Han bu radikal değişimleri uygularken, hemen hemen aynı yıllarda İran ile batılılaşma hamlesi yapan Rıza Şah gibi, Türkiye’yi ve Atatürk’ü kendisine örnek alarak kendi ülkesini çağdaşlaştırma faaliyetlerini başlatmıştır. Afganistan, bağımsızlığını kazandıktan hemen sonra Türk Hükümeti ile temasa geçmiş ve Türk-Afgan ilişkileri Milli Mücadele yıllarında artarak devam etmiş ve 1 Mart 1921 tarihli “Türk-Afgan Dostluk ve İşbirliği Antlaşması” bu ilişkinin temelini oluşturmuştur.
Amanullah han döneminde başlayan modernleşme süreci Nadir Şah döneminde de sürdürülmüştür. Türkiye, Amanullah Han’ın tahttan indirilmesini ve yurtdışına çıkmak zorunda kalmasını hoş karşılamamıştır. Ancak Nadir Şah, ülkenin içinde bulunduğu şartları dikkate alarak tarafsızlık siyaseti uygulamıştır. Nadir Şah’ın Amanullah Han ile aynı kökenden olması ve ılımlı siyaseti üzerine Türkiye Nadir şah yönetimini kabul etmiştir. Nadir şah İç politikada ise ülkenin toplumsal şartlarını dikkatle takip edip muhalefete sebep olmayacak oranda reformları sürdürmüştür. Bu sayede Afganistan’daki tepki ve protestoları dindirmiştir. Ortaokulları yeniden açmış ve yükseköğrenim için yurtdışına öğrenci gönderme programının yeniden uygulamaya koymuştur.
Nadir Şah, ülkelerle ekonomik ve diplomatik ilişkileri kurmaya çalışmıştır. Nadir Şah bu doğrultuda dış politikada özellikle Amanullah Han döneminde Türkiye ve İran ile kurulan sağlam ilişkileri yeniden tesis etmeyi amaçlamıştır. Nadir Şah için modern Türkiye Afganistan’a model olduğu gibi Atatürk de örnek lider olma vasfını devam ettirmiştir. Ancak Ancak Nadir Şah, modernleşme hareketlerine verilen tepkinin ardından çıkan kargaşada kısa bir süre sonra öldürülmüştür.
Zahir Şah döneminde her iki ülke eğitim, askeri ve sağlık alanlarında işbirliğine gitmiş ve Türkiye’den uzmanlar Afganistan’a gönderilmiştir. Türkiye Afganistan’ın kalkınmasında teknik ve insani olarak yardımda bulunduğu gibi dış politikada da Afganistan’ın komşu ülkeleri ile yaşadığı sorunlara hakem ve arabulucu olarak da destek vermiştir. Ayrıca Afganistan’ın Milletler Cemiyeti’ne üye olmasını da desteklemiştir.
1930 yılı itibariyle Avrupa devletlerinin bölge üzerindeki egemenlik faaliyetlerinin artması Türkiye’nin Afganistan hassasiyetini de arttırmış, Türkiye’nin Kabil büyükelçisi Memduh Şevket Esendal’ın gösterdiği diplomatik girişimler sonucunda Afganistan sadabad paktının içinde yer almıştır. Sadabat Paktı Türkiye’nin bölge üzerindeki gücünün de bir tezahürü olmuştur. Türkiye İran, Irak ve Afganistan ile sıkı ilişkiler kurduğu gibi ilgili devletlerin aralarında yaşadığı sorunların çözülmesi ile ilgilenmiştir. İran’ın Irak ve Afganistan ile yaşadığı sınır sorunu ve Irak ile yaşanan aşiretlerin faaliyetleri sorununun çözüme kavuşturulması bölgede güçlü bir birliktelik havası yaratmıştır. Bu makalede Türk iye ile Afganistan ilişkileri süreci modernleşme ve dış politikadaki gelişmeler bağlamında incelenmiştir.
Afghanistan, which has been the homeland as well as the transit route of many Turkish tribes throughout history, has been the venue for a series of wars during the independence process in the 18th century. During the Anglo-Afghan wars of independence, the region remained an unstable place, and this process ended with the British recognizing Afghanistan as a kingdom as a result of the Afghan-British war that started with Amanullah Khan's attack on India. Amanullah Khan, after ensuring the independence of his country, started the modernization process to develop his country, and made various arrangements for his country after his travels to Europe and Turkey. While Amanullah Khan was implementing these radical changes, he started modernizing his own country by taking Turkey and Atatürk as an example, just like Reza Shah, who made a westernization move with Iran in almost the same years. Right after gaining her independence, Afghanistan contacted with Turkish Government and the Turkish Afghan relations increasingly continued in the years of National Struggles and the “Turkish-Afghan Treaty of Friendship and Cooperation” of March 1st, 1921 constituted the foundation of this relation.
The modernization process that started in the period of Amanullah khan continued in the period of Nadir Shah. However, Nadir Shah implemented a policy of neutrality, taking into account the conditions of the country. Due to Nadir Shah's same background as Amanullah Khan and his moderate politics, Turkey accepted the Nadir Shah rule. In domestic politics, Nadir Shah followed the social conditions of the country carefully and continued the reforms in a way that would not cause opposition. In this way, he calmed the reactions and protests in Afghanistan. He reopened secondary schools and re-implemented the program of sending students abroad for higher education.
Nadir Shah tried to establish economic and diplomatic relations with countries in foreign policy. In this direction, He aimed to re-establish the solid relations established with Turkey and Iran, especially in the period of Amanullah Khan in foreign policy. For Nadir Shah, as modern Turkey was a model for Afghanistan, Atatürk continued to be an exemplary leader. However, Nadir Shah was killed a short time later in the chaos that occurred after the reaction to the modernization movements.
During the Zahir Shah period, both countries cooperated in the fields of education, military and health, and experts from Turkey were sent to Afghanistan. Turkey not only provided technical and humanitarian assistance in Afghanistan's development, but also supported Afghanistan's problems with neighboring countries as an arbitrator and mediator in foreign policy. In addition, Turkey supported Afghanistan's membership to the League of Nations.
As of 1930, the increase in the sovereignty activities of the European states over the region also increased Turkey's sensitivity to Afghanistan, and as a result of the diplomatic initiatives of Turkey's ambassador to Kabul, Memduh Şevket Esendal, Afghanistan took part in the sadabad pact. The Sadabad Pact has also been a manifestation of Turkey's power over the region. Turkey not only established close relations with Iran, Iraq and Afghanistan, but also was interested in resolving the problems between the states concerned. The resolution of the border problem of Iran with Iraq and Afghanistan and the problem of tribal activities with Iraq created a strong atmosphere of unity in the region. In this article, the process of Turkey-Afghanistan relations is examined in the context of modernization and developments in foreign policy.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Temmuz 2022 |
Gönderilme Tarihi | 19 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |