İkinci Dünya Savaşının başlangıcı ile “aktif tarafsızlık” ilkesini strateji edinen Türkiye’nin bu amaç
için hangi yöntemleri belirlediği ve bunları Müttefiklere karşı nasıl uyguladığı sorusu önemli bir nokta
oluşturmaktadır. Savaş süresince hem Müttefik hem de Mihver Devletleri’nden sürekli baskı gören ve
sıkıştırılan Türkiye, bu durumdan kararlı duruşu sayesinde kurtulmayı bilmiş, müttefikleri kendi askeri ve
ekonomik durumunu gerekçe göstererek ikna etmiştir. Savaşın anahtar noktası olan konferanslar
sürecinde, Türkiye ile yapılan Adana ve Kahire Konferanslarının Müttefikler açısından önemi ve
Türkiye’nin burada izlediği politikanın savaş dışı kalmasını sağlaması dikkat çekicidir. Türkiye, Kahire
Konferansı sonrası askeri yardım taahhüdü karşılığında, savaş sonrası düzen içinde kendine bir yer
edinme amacıyla savaşa girmeyi kabul etmiştir. Yalta ve Potsdam Konferanslarında Sovyetlerin Boğazlar
ve Kars-Ardahan illerine yönelik isteklerini, İngiltere ve ABD’nin desteğini alarak etkisiz hale getirmiştir.
Müttefik isteklerine uygun olarak 2 Ağustos 1944’te Almanya ile tüm ilişkilerini kesmiş ve savaş
sonucunun belli olduğu söylenebilecek bir tarih olan 23 Şubat 1945’te ise savaş ilan etmiştir. Bu şekilde
Türkiye, Anadolu topraklarını savaşın yıkıcı etkilerinden korumayı başarmıştır.
Bu çalışmada, İkinci Dünya Savaşı çerçevesinde yapılan konferanslar ve Türkiye’nin buradaki
konumu ele alınmıştır. Bu dönem içerisindeki olaylarla ilgili Başbakan ve diğer yetkililerin
değerlendirmeleri sunularak dış politikanın çerçevesi anlatılmaya çalışılmıştır. Bunun dışında Türk
Basınının da konferanslar hakkındaki açıklamaları yer almıştır. Diğer taraftan Türkiye’nin Müttefik ve
Mihver Devletleri ile yaptığı ihracat ve yardım antlaşmaları çerçevesindeki askeri malzemelere ilişkin
bilgiler, birinci elden kaynaklardan yararlanılarak sunulmuştur.
İkinci Dünya Savaşı Türkiye Almanya İngiltere ABD Sovyetler Birliği Aktif Tarafsızlık
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ocak 2019 |
Gönderilme Tarihi | 23 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 1 Sayı: 1 |