İnsanlar
yaratılış icabı, ihtiyaçlarının giderilmesi için birbirleriyle sürekli iletişim
ve etkileşim halinde olmuşlardır. Toplumlar, İlkçağlardan itibaren gereksinim
duyduğu maddeleri elde etmeye çalışmış ve bunu yaparken de muhtelif yollara
başvurmuşlardır. Bu yollardan birisi olan ticaret sayesinde de farklı
medeniyetler birbirleriyle buluşup yeni ürünler keşfetmişlerdir. Yaklaşık 2000
yıllık bir geçmişe sahip olan ve Doğu ile Batı arasındaki ticari faaliyetler
neticesinde meydana gelen İpek Yolu, zamanın en işlek ticaret güzergâhı
olmuştur. İpek Yolu, tek bir yol olmayıp, muhtelif kollara ayrılmıştır. Bu
kollar, farklı coğrafyaları içine almaktadır. Dolayısıyla, tarihi süreç
içerisinde çeşitli devletler İpek Yolu hâkimiyeti için birbirleriyle mücadele
etmişlerdir. Moğollar, İpek Yolu’nun büyük bir kısmını hâkimiyetleri altına
almışlardır. Bu süreçte kurulan yam sisteminin ticari faaliyetlere yardımcı
olması amaçlanmıştır. Yeni şehirler kurularak ticaret desteklenmiş ve Moğol
şehirleri birer cazibe merkezi haline getirilmiştir. Hanedan üyeleri ve devlet
görevlileri tarafından desteklenen ortaklık teşkilatı ile Moğol toprakları
ticarete elverişli hale getirilmiştir. Bunlara ek olarak, tüccarların mallarına
uygulanan sigorta sistemi ve savaş zamanında dahi ticaret kervanlarına zarar
verilmemesi Moğolların ticarete verdiği değeri açıkça göstermektedir. Bu
makalede, XIII. yüzyılın başlarında kurularak dünya tarihini derinden etkileyen
Moğol İmparatorluğu zamanındaki İpek Yolu incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ocak 2019 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 1 Sayı: 1 |