This study covers the application of the concept of marriage in Islamic law in the Crimean Khanate Kadıasker Registers, which have examples in Turkey. In this study, the importance of marriage in Islamic law is emphasized and its application in the Crimean society is examined in terms of Islamic law. In the study, the subject was evaluated with a holistic approach and a new interpretation was tried to be added. It has been discussed in related topics. Some determinations have been made about this exact Crimean family structure and the practice of marriage. Hence, the dominant religion in Crimea is also Islam. Marriage is performed according to Islam. For marriage, first of all, mutual consent must be found.After mutual consent between the woman and the man, permission was obtained from the girl's family. The custom of getting permission from family elders is a reflection of both Islamic law and steppe customs. One of the most important conditions of marriage is mahr. As in Islamic law, in the Crimean society, the amount of the mahr was definitely determined before the marriage and how it would be paid was stated in the presence of witnesses. As in Islamic law, there is no standard amount of mahr in the Crimea, and the mahr is determined according to the position of the woman and the man in the society. In Crimea and in Islamic law, it is not obligatory to have a marriage ceremony in the presence of a clergyman or an official. Some weddings were performed in the presence of the imam of the mosque, some in the presence of the kadi or his representative, and very few of them were recorded in the kadıasker notebooks. However, in order for the marriage to be performed, minimum conditions such as the absence of marriage barriers specified in Islamic law and the presence of mutual consent, parental consent, mahr and witnesses must be met. The presence of a large number of slaves in the region also brought about marriages with slaves. In this context, Islamic rules were also applied in marriages with slaves, the slave was first freed and then the marriage was held in return for a certain mehr. The family, which was established with the marriage formed in accordance with the Islamic rules, had an important effect on the establishment of the society on solid foundations. Islamic law came into play when marriages had to be terminated for various reasons. While the man has the right to divorce his wife at any time and place, it is possible for the woman to divorce her husband only under certain conditions in the presence of the judge. If a man divorces his wife with talaq, he usually pays his mahr and iddah alimony. When the man divorced his wife, the woman generally applied to the court and demanded that her husband divorced her and therefore the court approved the divorce. In divorces other than talaq, women generally waived their mahr and iddah alimony. When the man divorced his wife, the woman generally applied to the court and demanded that her husband divorced her and therefore the court approved the divorce. In divorces other than talaq, women generally waived their mahr and iddah alimony. In the study, no violence against women due to the request for divorce was found. However, violence against women is among the reasons for divorce. When the findings obtained in the study are evaluated as a whole, it is seen that the Islamic law was strictly followed in the Crimea, and Turkishness and Islam were influential in the past of the region.
Bu çalışma İslâm hukukunda yer alan nikâh kavramının Türkiye’de örnekleri bulunan Kırım Hanlığı Kadıasker Defterlerinde uygulanmasını kapsamaktadır. Çalışmada nikâhın İslâm hukukundaki önemi üzerinde durularak Kırım toplumunda uygulanması İslâm hukuku bakımından incelenmiştir. Çalışmanın amacı İslam hukukunun Kırım toplumu üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Çalışmada konu bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilerek yeni bir yorum katılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda bazı konular çalışmanın sınırları içinde tartışılmıştır. Bu kapsamda Kırım aile yapısı ve nikâhın uygulanışı hakkında bazı tespitler yapılmıştır. Buna göre de Kırım toplumunda egemen din İslâm’dır. Nikâh ise İslâm’i kurallara göre kıyılmaktadır. Nikâh için öncelikle karşılıklı rızanın bulunması gerekmektedir. Kadın ve erkek arasında karşılıklı rızadan sonra kızın ailesinden izin alınırdı. Aile büyüklerinden izin alma âdeti hem İslâm hukukunun hem de bozkır töresinin bir yansımasıdır. Nikâhın en önemli şartlarından biri ise mehrdir. İslâm hukukunda olduğu gibi Kırım toplumunda da nikâh öncesinde mutlaka mehr miktarı belirlenir ve ne şekilde ödeneceği şahitlerin huzurunda belirtilirdi. İslâm hukukunda olduğu gibi Kırım’da da standart bir mehir miktarı bulunmayıp kadının ve erkeğin toplum içindeki konumuna göre mehr belirlenmiştir. Kırım’da ve İslâm hukukunda nikâhın din adamının ya da resmi bir görevlinin huzurunda yapılma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bazı nikâhlar cami imamının huzurunda bazıları kadı ya da temsilcisi huzurunda kıyılmış, çok az bir kısmı kadıasker defterlerine kaydedilmiştir. Fakat nikâhın kıyılabilmesi için İslâm hukukunda belirtilen evlenme engellerinin bulunmaması ve karşılıklı rıza, veli onayı, mehr ve şâhitlerin bulunması gibi asgari şartların sağlanması gerekmektedir. Yine bölge de çok sayıda kölenin bulunması köle ile yapılan evlilikleri de meydana getirmiştir. Bu bağlamda köle ile yapılan nikâhlarda da İslâm’i kaideler uygulanmış, köle önce azat edilmiş akabinde belli bir mehr karşılığında nikâh kıyılmıştır. İslâm’i kurallara uygun şekilde meydana getirilen nikâhla kurulan aile, toplumun sağlam temeller üzerinde oturmasında önemli bir etkiye sahip olmuştur. Çeşitli sebeplerle evliliklerin sonlandırılması gerektiği zamanda yine İslâm hukuku devreye girmiştir. Erkek istediği zaman ve mekânda karısını boşama hakkına sahipken kadının kocasından boşanması ancak hâkim makamın huzurunda belli şartlarla mümkündür. Erkek, karısını talak ile boşaması halinde genellikle mehrini ve iddet nafakasını ödemiştir. Erkeğin karısını boşamasıyla birlikte genellikle kadın mahkemeye başvurarak kocasının kendisini boşadığını ve bu nedenle mahkemece de boşanmanın onaylanmasını talep etmiştir. Talak haricindeki boşanmalarda da kadın genellikle mehr ve iddet nafakasından feragat etmiştir. Çalışmada, boşanma talebinden kaynaklı kadına karşı şiddet olayına rastlanmamıştır. Fakat boşanma sebepleri arasında kadına karşı uygulanan şiddet vardır. Çalışmada elde edilen bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde Kırım’da İslâm hukukunun sıkı bir şekilde takip edildiği, bölgenin geçmişinde Türklük ve İslâmiyet’in etkili olduğu görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 16 Ocak 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ocak 2023 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 5 Sayı: 9 |