It is accepted that Armenians came to the Urartu region between the Phrygian migrations following the collapse of the Hittite Empire in the 13th century BC and the Cimmerian invasion of Urartian. Armenians, who dominated the region with the weakening of the Urartians, lived in a semi-feudal structure for many years under the rule of the Byzantine, Iranian, and Arab empires, subject to their kings called Naharar, as the region was the crossroads of trade routes. With the Byzantine Empire's policy of invasion and annexation of the region, some of the Armenians living there were forced to migrate first to Central Anatolia and then to the Cukurova region. As a result of these migrations, the density of the Armenian population in the Cukurova region increased, and eventually, the Armenian Barony of Cilicia was established. The first political organization established by Armenians in Maras and its surroundings was the princedom established by Philaretos Brakhomios. Philaretos, one of the commanders of the Byzantine army, came to Maras after the dethronement of Romanos Diogenes, who was defeated in the Battle of Manzikert. Taking advantage of the lack of authority in Anatolia, Philaretos gathered the bandit Armenian gangs in the region around himself and established a small principality. After Maraş and its surroundings came under the rule of the Seljuk State, the city's administration was given back to Philaretos, who was converted to Islam by Meliksah. Maras and its surroundings, which were invaded by the Crusaders in 1104, were annexed to the territory of the Turkish Seljuks in 1149, during the reign of Mesud I. Geography of Anatolia XI. It became Turkified with the conquests that started in the 19th century, and Armenians began living together with the Turks, the dominant nation. This situation brought about mutual cultural interaction between the two societies. The cultural interaction between Armenians and Turks during the Ottoman period can be read from the provisions in the Complaints and Ahkam books, especially the Shari'iyye registers. There are hundreds of examples in these notebooks about the relations of Armenians with the state and the Muslim population. However, many provisions in the Complaints and Rules books of the Divân-ı Humâyûn (Supreme Court in Ottoman Empire) Complaints Office date back to the 18th century of the Armenians. It allows us to draw a framework for the relations with the state and the Muslim population in Maras in the XVIII. Century. These books contain the orders sent to Maras's judicial and administrative officials upon the requests of Armenians and Muslims who could not find a solution to their cases in Maras’s court and applied to the Divan (Council) with the claims that they were treated unfairly. These orders show that Armenians, who had the right to elect their own chamberlain, mostly lived in the same neighborhoods as Muslims, established close relationships with the city's people of rank, engaged in joint commercial activities, appointed a Muslim as their deputy in the courts, and even were assigned to foundation institutions established by Muslims.
Ermenilerin, MÖ 13. Yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun çöküşünü takiben meydana gelen Frig göçleriyle Kimmerlerin Urartu işgali arasında Urartu bölgesine geldikleri kabul edilmektedir. Urartuların zayıflamasıyla bölgeye hâkim olan Ermeniler, bölgenin ticaret yollarının kavşak noktası olmasından dolayı uzun yıllar Bizans, İran ve Arap imparatorluklarının hakimiyeti altında naharar adı verilen krallarına tabi olarak yarı feodal bir yapıda yaşamışlardır. Bizans İmparatorluğunun bölgeyi istila ve ilhak politikasıyla bu bölgede yaşayan Ermenilerin bir kısmı önce İç Anadolu’ya ve oradan da Çukurova bölgesine göçe zorlanmışlardır. Bu göçler neticesinde Çukurova bölgesinde Ermeni nüfusunun yoğunluğu artmış ve nihayetinde Kilikya Ermeni Baronluğu kurulmuştur. Maraş ve çevresinde Ermeniler tarafından kurulan ilk siyasi teşekkül, Philaretos Brakhomios’un tesis ettiği prensliktir. Bizans ordusu kumandanlarından olan Philaretos, Malazgirt savaşında yenilen Romanos Diogenes’in tahtan indirilmesinden sonra Maraş’a gelmiştir. Anadolu’daki otorite boşluğundan istifade eden Philaretos, bölgedeki haydut Ermeni çetelerini kendi etrafında toplamış ve küçük bir prenslik kurmuştur. Maraş ve çevresi Selçuklu Devleti hakimiyetine girdikten sonra ihtida ederek müslüman olan Philaretos’a şehrin yönetimi Melikşah tarafından geri verilmiştir. 1104 yılında Haçlı işgaline uğrayan Maraş ve çevresi 1149’da I. Mesud’un hükümdarlığı döneminde Türkiye Selçukluları topraklarına katılmıştır. Anadolu coğrafyası XI. Yüzyıldan itibaren başlayan fetihlerle Türkleşmiş, Ermeniler hâkim unsur olan Türklerle bir arada yaşamaya başlamıştır. Bu durum ise iki toplum arasındaki karşılıklı kültürel etkileşimi beraberinde getirmiştir. Osmanlı döneminde Ermeniler ve Türkler arasındaki kültürel etkileşim başta şerʻiyye sicilleri olmak üzere Şikâyet ve Ahkâm defterlerindeki hükümlerden okunabilmektedir. Bu defterlerde Ermenilerin devletle ve müslüman ahaliyle olan münasebetlerine dair yüzlerce örnek bulunmaktadır. Maraş’ın XVIII. yüzyıldaki şerʻiyye sicilleri günümüze kadar gelememiştir. Ancak Divân-ı Humâyûn Şikâyet Kalemi defterlerinden Şikâyet ve Ahkâm defterlerindeki çok sayıdaki hüküm Ermenilerin XVIII. yüzyıl Maraş’ında devletle ve Müslüman ahaliyle olan münasebetlerine dair bir çerçeve çizmeye imkân vermektedir. Bu defterler davalarına Maraş mahkemesinde çözüm bulamayan, haksızlığa uğradıkları iddialarıyla Divân’a müracaat eden Ermenilerin ve müslümanların arzuhallerini üzerine Maraş’ın adli ve idari görevlilerine gönderilen emirleri ihtiva etmektedir. Bu emirler, kendi kethüdalarını seçme hakları olan Ermenilerin çoğunlukla Müslümanlarla aynı mahallelerde yaşadıklarını, şehrin ileri gelenleriyle yakın ilişki kurduklarını, ortak ticari faaliyetlerde bulunduklarını, mahkemelerde bir müslümanı vekil olarak tayin ettiklerini hatta Müslümanlarca tesis edilen vakıf müesseselerde görevlendirildiklerini göstermektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeniçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 10 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: PROF. DR. EŞREF BUHARALI ÖZEL SAYISI |