Throughout history, states and societies have undergone changes and transformations by facing many events such as war, migration, invasion and natural disasters. The Ottoman State, which was subject to many of these events, experienced many political, social and economic problems, especially towards the end of the 16th century. The long period of war that began towards the end of this century and the economic difficulties it brought led to disintegration in the state order. On the other hand, the population pressure, climate change, drought, famine and the diseases that emerged due to these increased the unrest in the society and as a result, the public order environment was seriously deteriorated. These events, which deeply affected the socio-economic life of the Ottoman State, caused serious problems in the eyes of both the state and the people. At this point, the banditry activities experienced throughout the country are quite striking. As it is understood, almost every level of the state supported these illegal activities, sometimes in groups and sometimes individually. Indeed, state officials such as beylerbey, sanjak bey, janissary, sipahi and kadi also took part in these banditry activities and aided and abetted the perpetrators of the incident. This rebellious group, known to have raided the houses of the people and taken their provisions by force, oppressed and cruelly treated the people, including women and children. This unrest in society was most prevalent in the Divan-ı Hümayûn, the highest administrative body of the Ottoman Empire. These problems were also recorded in the registers of important documents kept within this institution. In the decrees sent from the Divan-ı Hümayûn to state officials such as beylerbey, sanjak bey, kadi and subaşı, it was requested that the oppression of the people be stopped, and the events experienced were recorded in detail. In addition to the measures taken against the banditry movement, the punishments and rewards applied often failed to prevent these activities, and this situation also caused the state authority to be shaken. As a matter of fact, Trabzon Sancak is one of the places where these incidents of public order have occurred a lot. This city, which has hosted different periods and cultures since the early ages, has provided many benefits and opportunities to the Ottomans as well as many nations in terms of trade, politics, economy and culture. In this region, which was turned into a sanjak after the conquest of Fatih Sultan Mehmed in 1461, intensive settlement activities were carried out both externally and internally. Immediately afterwards, an administrative organization was established for the city and public order and order were ensured in the region. When it came to the 16th century, it is seen that Trabzon Sancak was greatly affected by the developments in the Ottoman Empire and was at the key point of many issues. In this study, the banditry activities in the region were discussed in detail, based on the mühimme registers. In this respect, the mühimme registers of the 16th century were scanned and the issue was shed light on the determined provisions.
Ottoman Empire Divan-ı Hümayun Mühimme Registers Trabzon Bandits
Tarih boyunca varlık gösteren devlet ve toplumlar, savaş, göç, istila ve doğal afet gibi pek çok hadiseyle karşı karşıya kalarak değişim ve dönüşüm göstermişlerdir. Bu hadiselerin pek çoğuna maruz kanlan Osmanlı Devleti’nde de bilhassa 16. yüzyılın sonlarına doğru siyasi, sosyal ve ekonomik pek çok problem zuhur etmiştir. Bu yüzyılın sonlarından itibaren baş gösteren uzun savaş dönemi ve onun getirmiş olduğu ekonomik sıkıntılar, devlet düzeninde çözülmelere yol açmıştır. Diğer taraftan yaşanan nüfus baskısı, iklim değişikliği, kuraklık, kıtlık ve bunlara bağlı olarak çıkan hastalıklar toplumdaki huzursuzluğu daha da arttırmış bunun sonucunda da asayiş ortamı iyice bozulmuştur. Osmanlı Devleti’nin sosyo-ekonomik hayatını derinden etkileyen bu olaylar gerek devlet gerekse ahali nazarında ciddi sıkıntılara yol açmıştır. Bu noktada ülke genelinde yaşanan eşkıyalık faaliyetleri oldukça dikkat çekici boyuttadır. Anlaşıldığı üzere devletin hemen hemen her kademesinden, kimi zaman gruplar halinde kimi zaman ise ferdi olarak bu kanunsuz faaliyetlere destek çıkılmıştır. Nitekim beylerbeyi, sancak beyi, yeniçeri, sipahi ve kadı gibi devlet görevlileri de bu eşkıyalık faaliyetleri içerisinde yer alarak olayın faili konumunda olanlara yardım ve yataklık yapmışlardır. Ahalinin evlerini basarak ellerindeki erzakları zorla aldıkları bilinen bu asi grup, çoluk çocuk ve kadın demeden halka baskı ve zulümde bulunmuştur. Toplumdaki bu huzursuz ortam en çok da Osmanlı Devleti’nin en yüksek yönetim organı olan Divan-ı Hümayûn’a sirayet etmiştir. Yaşanan bu sorunlar ise yine bu kurum içerisinde tutulan mühimme defterlerine kaydedilmiştir. Divan-ı Hümayûn’dan beylerbeyi, sancak beyi, kadı ve subaşı gibi devlet görevlilerine gönderilen hükümlerde halka yapılan baskıların sonlandırılması istenirken, yaşanılan olaylar da ayrıntı bir şekilde kaydedilmiştir. Eşkıyalık hareketine yönelik alınan önlemlerin yanında uygulanan ceza ve taltifler de çoğu zaman bu faaliyetlerin önüne geçememiş haliyle bu durum devlet otoritesinin de sarsılmasına neden olmuştur. Nitekim Trabzon sancağı da bu asayiş olaylarının fazlasıyla yaşandığı yerlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. İlk çağlardan itibaren farklı dönem ve kültürlere ev sahipliği yapmış olan bu şehir, birçok millete olduğu gibi Osmanlılara da ticari, siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan pek çok fayda ve olanak sağlamıştır. 1461 yılında Fatih Sultan Mehmed’in fethi akabinde sancak haline getirilen bu bölgede dışa ve içe yönelik yoğun bir iskân faaliyeti gerçekleşmiştir. Hemen ardından ise şehre yönelik idari teşkilatlanma oluşturularak bölgede asayiş ve düzen sağlanmıştır. 16. yüzyıla gelindiğinde ise Trabzon Sancağı’nın Osmanlı Devleti’nde yaşanan gelişmelerden oldukça etkilendiği ve pek çok meselenin kilit noktasında yer aldığı görülmektedir. İşte bu çalışmada mühimme defterlerinden hareketle, bölgede yaşanan eşkıyalık faaliyetleri ayrıntılı bir şekilde konu edilmiştir. Bu itibarla 16. yüzyıla ait mühimme defterleri taranarak, tespit edilen hükümler üzerinden meseleye ışık tutulmuştur.
Osmanlı Devleti Divan-ı Hümayun Mühimme Defterleri Trabzon Eşkıya
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeniçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 23 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 9 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: PROF. DR. EŞREF BUHARALI ÖZEL SAYISI |