18. yüzyıl Osmanlı Devleti adına ön görülemeyen hadiselerle sona ermiştir. Nitekim yüzyıl, Ziştovi ve Yaş anlaşmalarının getirdiği siyasi denklem içinde sona ermek üzereyken Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğü tekrardan tehdit altına girmiştir. Ancak bu sefer Osmanlı Devleti’nin egemenlik haklarına karşı tehdidin kaynağı geleneksel olarak Rusya ya da Avusturya değildir. Bu tehdit doğrudan kadim dost olarak düşünülen Fransa’dan gelmektedir. Fransa, ihtilal sonrası yayılmacı politikalarına hız verdi ve bu doğrultuda gerek kıta Avrupa’sında gerekse denizaşırı topraklarda ulusal çıkarları doğrultusunda harekete geçti. Bu bağlamda Fransa, Campo Formio anlaşması ile kıta Avrupa’sında baskın güç oldu ve bu askeri gücünü Hindistan sömürgelerine giden yolu denetim altına almak için kullanmak istedi. Bu minvalde Napolyon Bonapart komutasında büyük bir donanma Temmuz 1798’de İskenderiye’ye ulaştı ve Mısır, Fransa tarafından işgal edildi. Mısır’ın kadim dost Fransa tarafından işgal edilmesi, Osmanlı kamuoyunda bir infial yarattı. Ancak Bâbıâli, işgal haberi karşısında Fransa’ya direkt savaş ilan etmeyerek süreci itidalli yönetmek istedi. Zira o an için devlet tüm imkanlarını Vidin’deki Pazvandoğlu Osman isyanına kanalize etmiş haldeydi. Bunun yanında Fransa’ya karşı askeri bir hazırlık için zamana da ihtiyaç vardı. Ayrıca Fransa’ya karşı uluslararası destek temin etmek son derece önemliydi. Bâbıâli, iç politikada Pazvandoğlu Osman meselesini bir yola koyması ve İngiltere ile Rusya ittifakları sonrasında Fransa’ya karşı yoğun bir askeri hazırlığa girdi. Bu kapsamda Mısır ve İskenderiye seraskerlikleri oluşturularak, Napolyon Bonapart’a karşı ilk askeri teşekkül vücuda getirildi. Mısır ve İskenderiye seraskerlikleri için isimler değişirken nihai olarak Mısır seraskerliğine Cezzar Ahmed Paşa, İskenderiye seraskerliğine ise Köse Mustafa Paşa tayin edildi. Bâbıâli’nin planına göre İskenderiye seraskeri Köse Mustafa Paşa, donanma ile İskenderiye’ye gidecek ve burada yapacağı bir çıkarma harekâtıyla şehri Fransız güçlerinin elinden alacaktı. Köse Mustafa Paşa, İskenderiye’de görevini ifa ettikten sonra Mısır seraskeri Cezzar Ahmed Paşa ile birleşecek ve iki kuvvet Kahire’yi ele geçirecekti. Bu doğrultuda Köse Mustafa Paşa altı aylık bir hazırlık ardından seksen parçalık bir donanmayla 10 Temmuz 1799’da Finike’den harekete geçti. İskenderiye’deki Fransız güçlerinin mevcut durumu o mahale bir çıkarma yapmaya uygun değildi. Nitekim Köse Mustafa Paşa, İskenderiye’deki Fransız güçlerinin durumu hakkında yaptırdığı bir istihbarat çalışmasıyla bu gerçeği kavradı. Bu sebeple çıkarmanın hedefi İskenderiye’nin doğusunda kalan Ebukır’a yöneldi. Osmanlı birlikleri tarafından 17 Temmuz’da başarılı bir çıkarma harekâtı gerçekleştirildi. Aynı gün Ebukır kalesi ve tabyası ele geçirilerek Fransız birlikleri esir edildi. Bu bağlamda Mısır’daki Fransız birliklerine karşı düzenlenen ilk harekât başarılı olmuş ve bu durum başkentte de büyük bir sevinç yaratmıştı. Ancak Köse Mustafa Paşa’nın İskenderiye üzerine ilerleyememesi, ordunun eksiklikleri ve Cezzar Ahmed Paşa ile koordineli hareket imkanı bulamaması zaferden hezimete giden bir yol açtı. Nitekim 25 Temmuz günü Ebukır’da meydana gelen savaşta Osmanlı birlikleri hezimete uğradı ve Köse Mustafa Paşa esir düştü. Böylelikle Fransa’ya karşı başlatılan ilk askeri harekât facia ile sonuçlanmış oldu. Köse Mustafa Paşa’nın seraskerlik görevi sona ermiş olmasına rağmen Yusuf Ziya Paşa ve General Kleber arasındaki diplomatik ilişkilerde gayr-i resmi müşavirlik yaptı. Köse Mustafa Paşa, 28 Haziran 1800’de Dimyad’da önemli bir Fransız bürokrata karşılık esir değişiminde kullanılmadan hemen önce vefat etti. Bu noktada vefat edene kadar Mısır meselesinde etkin bir rol oynadı.
Ebukır Fransa Köse Mustafa Paşa Mısır Napolyon Bonapart Osmanlı Devleti
-
-
The 18th century ended with unforeseen events for the Ottoman Empire. Indeed, as the century was about to end in the political equation brought about by the treaties of Zishtovi and Iasi, the territorial integrity of the Ottoman Empire was once again threatened. This time, however, the source of the threat to the sovereignty of the Ottoman Empire was not traditionally Russia or Austria. This threat came directly from France, which was considered to be an old friend. After the Revolution, France accelerated its expansionist policies and acted in line with its national interests both in continental Europe and overseas. In this context, France became the dominant power in continental Europe with the Campo Formio treaty and wanted to use this military power to control the route to the Indian colonies. In this regard, a large fleet under the command of Napoleon Bonaparte reached Alexandria in July 1798 and Egypt was occupied by France. The invasion of Egypt by France, an old friend, caused an outrage in the Ottoman public opinion. However, the Bâbıâli did not directly declare war against France in the face of the news of the invasion and wanted to manage the process with restraint. For at that moment, the state was channeling all its resources to the Pazvandoğlu Osman rebellion in Vidin. In addition, time was needed for a military preparation against France. Moreover, securing international support against France was of utmost importance. Following the settlement of the Pazvandoğlu Osman issue in domestic politics and the alliances with England and Russia, the Bâbıâli began intensive military preparations against France. In this context, the first military organization against Napoleon Bonaparte was formed by establishing the Egypt and Alexandria serasker offices. While the names changed for the Egypt and Alexandria seraskerates, Cezzar Ahmed Pasha was appointed as the Egyptian serasker and Köse Mustafa Pasha as the Alexandria serasker. According to the Bâbıâli's plan, Köse Mustafa Pasha, the serasker of Alexandria, was to go to Alexandria with the navy and take the city from the French forces with a landing operation. After fulfilling his mission in Alexandria, Köse Mustafa Pasha was to join forces with Cezzar Ahmed Pasha, the Egyptian serasser, and the two forces were to capture Cairo. Accordingly, after six months of preparation, Köse Mustafa Pasha set sail from Finike on July 10, 1799 with a fleet of eighty pieces. The current situation of the French forces in Alexandria was not suitable for a landing there. As a matter of fact, Köse Mustafa Pasha realized this fact through an intelligence study he commissioned on the situation of the French forces in Alexandria. For this reason, the objective of the landing was shifted to Ebukir, east of Alexandria. A successful landing operation was carried out by Ottoman troops on July 17. On the same day, the fortress and bastion of Abu Bakr were captured and French troops were taken prisoner. In this context, the first operation against the French troops in Egypt was successful and this caused great joy in the capital. However, Köse Mustafa Pasha's inability to advance on Alexandria, the shortcomings of the army and the inability to act in coordination with Cezzar Ahmed Pasha led to a path from victory to defeat. As a matter of fact, the Ottoman troops were defeated in the battle at Ebukır on July 25 and Köse Mustafa Pasha was captured. Thus, the first military campaign against France ended in disaster. Although Köse Mustafa Pasha's duty as serasker was over, he served as an unofficial advisor in the diplomatic relations between Yusuf Ziya Pasha and General Kleber. Köse Mustafa Pasha died in Dimyad on June 28, 1800, just before he was used in a prisoner exchange for an important French bureaucrat. At this point, he played an active role in the Egyptian issue until his death.
Abukir France Köse Mustafa Pasha Egypt Napoleon Bonaparte Ottoman Empire
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yakınçağ Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 30 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: PROF. DR. EŞREF BUHARALI ÖZEL SAYISI |