The Siberian Khanate, located in Southwestern Siberia, an ancient geography of Turkish culture and civilization, was occupied by expansionist Russian policies toward the end of the 16th century. A condescending attitude, aimed at ensuring the permanence of this occupation and the subjugation and colonization of the indigenous people, can be identified through elements of othering found in Russian chronicles. These chronicles detail the process of othering toward the Siberian Khanate, highlighting its ideological dimension. The Tatars and other local communities are portrayed with derogatory labels such as barbaric, savage and godless. Behind these narratives lies a clear effort to grant religious legitimacy to the Russian occupation and the seizure of the Siberian Khanate’s lands. Indeed, Russian chronicles were shaped within the framework of Christianity and Russian Orthodox belief, following the chronicling tradition inherited from the Eastern Roman Empire. Alongside this missionary-like approach, the Russians sought to other the local peoples by stripping them of their cultural values and positioning themselves as a civilizing force. This othering not only served to legitimize Russian claims of sovereignty but also manipulated collective memory by distorting and rewriting the indigenous peoples’ historical pasts. In this context, the peoples of Siberia were portrayed as pagans in the chronicles, and their religious rituals were belittled. While the indigenous peoples were depicted with morally degrading traits, Russian wars against these communities were framed as sacred duties. For instance, the Russian Cossacks, led by Yermak Timofeyev, were idealized as defenders of Orthodox Christianity, while the last ruler of the Siberian Khanate, Kuchum Khan, and his allies were depicted as godless and immoral figures. These binary representations constructed a discourse that legitimized Russia’s occupation of Siberian lands and elevated Russian Orthodox belief. The descriptions of barbarism and godlessness in these chronicles are key to understanding how the peoples of Siberia were constructed as the other. This text will explore the reinforcement of colonial identity through a religious and cultural lens, as reflected in Siberian Chronicles. The concepts of collective memory and forgetfulness are central to understanding how the Russians manipulated the historical memories of the indigenous peoples and reconstructed societal memory during the occupation. Memory spaces in the chronicles, along with the shaping of cultural memory, offer numerous insights into this process. After the occupation, the Russians sought to erase the old beliefs and rituals of the indigenous peoples by building new cities and churches. Orthodox churches and Russian cultural values replaced the older beliefs, thereby manipulating the cultural memory of the local people and attempting to legitimize Russian occupation and sovereignty. The suppression of indigenous belief systems and rituals in Siberian lands was a strategy aimed at erasing their cultural memory. Systematic efforts were made to erase the cultural and religious identities of the local peoples throughout the occupation. Russian domination extended beyond military victory to become an effort to establish cultural and religious hegemony. The othering discourses in Russian chronicles, by distorting historical events, sought to provide religious and cultural legitimacy for the Russian occupation. These chronicles not only recorded history but also served as ideological tools for reconstructing collective memory. Indigenous peoples were severed from their cultural and religious values, and their historical memories were manipulated to reinforce Russia’s hegemony and sovereignty. In this context, the othering discourses in the chronicles were employed as historical instruments to consolidate the legitimacy of Russian Orthodox belief and the Russian state.
Khanate of Sibir Russian Chronicles Yermak Timofeyev Küçüm Khan Othering Collective Memory.
Türk kültür ve medeniyetinin kadim coğrafyalarından biri olan Güneybatı Sibirya’da meskûn Sibir Hanlığı, XVI. yüzyılın sonlarına doğru yayılmacı Rus politikaları sonucunda işgal edilmiştir. Bu işgalin kalıcılığını ve yerli halkın müstemlekeleşmesini, dahası boyun eğmesini sağlamak amacıyla küçümseyici bir tavır sergilendiğini, Rus kroniklerinde yer alan ötekileştirme unsurlarından tespit etmek mümkündür. Rus kroniklerinde, Sibir Hanlığı’na yönelik ötekileştirme tavrı ve bu sürecin ideolojik yanı ayrıntılı bir şekilde görülmektedir. Kroniklerde, özellikle Tatarlar ve diğer yerel topluluklar barbar, vahşi ve dinsiz gibi aşağılayıcı tanımlamalarla tasvir edilmekte; bu söylemlerin arka palanında Rus işgali ve Sibir Hanlığı topraklarının ele geçirilmesine, dinî meşruiyet kazandırılma çabası güçlü bir şekilde hissedilmektedir. Nitekim Rus kronikleri, Doğu Roma’dan miras alınan kronik yazım geleneği doğrultusunda, Hristiyanlık ve Rus Ortodoks inancı çerçevesinde şekillenmiştir. Bu misyonervari yaklaşımın yanı sıra Ruslar, kendilerini medeniyet getirici bir güç olarak tanımlayıp, Sibir topraklarında yaşayan yerel halkları kültürel değerlerinden soyutlayarak ötekileştirmeyi amaçlamışlardır. Kroniklerdeki ötekileştirme süreci yalnızca Rusların egemenlik iddialarını meşrulaştırma amacı taşımamış, aynı zamanda toplumsal hafızanın manipülasyonu yoluyla yerel halkların tarihsel geçmişlerinin çarpıtılarak yeniden yazılmasına da hizmet etmiştir. Bu bağlamda, Sibir halkları kroniklerde putperest olarak resmedilmiş ve dinsel ritüelleri küçümsenmiştir. Yerel halklar ahlaki açıdan aşağılayıcı sıfatlarla tanımlanırken, Rusların bu topluluklara karşı giriştiği savaşlar kutsal bir görev olarak sunulmuştur. Örneğin, Yermak Timofeyev liderliğindeki Rus Kozakları, Ortodoks Hristiyanlığın savunucuları olarak idealize edilirken, Sibir Hanlığı’nın son hükümdarı Küçüm Han ve müttefikleri dinsiz ve ahlaksız figürler olarak betimlenmiştir. Bu tür ikili tasvirler, Rusya’nın Sibir topraklarını işgalini meşrulaştırmak ve Rus Ortodoks inancını yüceltmek amacıyla geliştirilmiş bir söylem yaratmıştır. Kavramsal olarak incelendiğinde, barbar ve dinsiz tanımları, Rus kroniklerinde Sibir halklarının nasıl öteki olarak inşa edildiğini anlamak için önemli bir örneklem sunmaktadır. Bu metinde dinsel ve kültürel bağlamda müstemleke kimliğinin pekiştirilmesi Sibir Kronikleri üzerinden ortaya konulmaya çalışılacaktır. Toplumsal hafıza ve unutuş kavramları, işgal sürecinde Ruslar tarafından yerli halkların zihinlerindeki tarihsel anıların manipüle edilişini ve toplumsal hafızanın yeniden inşasına yönelik stratejileri anlamada kilit bir rol oynar. Bu bağlamda kroniklerdeki hafıza mekânları ile kültürel belleğin şekillendirilişi de pek çok veri sunmaktadır. İşgalin ardından Ruslar, yeni şehirler ve kiliseler inşa ederek Sibir topraklarındaki yerel halkların eski inançlarını ve ritüellerini yok etmeye çalışmışlardır. Eski inançların yerini Ortodoks kiliseleri ve Rus kültürel değerleri almış; böylece yerel halkın kültürel hafızası manipüle edilerek Rus işgali ve egemenliği meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Sibir topraklarında eski inanç sistemlerinin ve ritüellerin bastırılması, yerel halkların kültürel hafızasını yok etmeye yönelik bir strateji olarak değerlendirilmelidir. İşgal süreci boyunca yerel halkların kültürel ve dinî kimliklerini silmek için sistematik bir çaba gösterilmiş; Rus egemenliği yalnızca askeri bir zaferle sınırlı kalmamış, aynı zamanda kültürel ve dinî bir hegemonya kurma çabasına dönüşmüştür. Rus kroniklerinde yer alan ötekileştirici söylemler, tarihsel olayları çarpıtarak Rus işgaline dinî ve kültürel bir meşruiyet kazandırma amacı taşır. Rus kronikleri, yalnızca tarihsel olayları kaydetmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal hafızanın yeniden inşasına yönelik ideolojik bir araç olarak işlev görür. Yerel halklar, kültürel ve dinî değerlerinden koparılarak tarihsel hafızaları manipüle edilmekte, Rusya’nın hegemonya ve egemenlik iddiaları pekiştirilmektedir. Bu bağlamda kroniklerdeki ötekileştirici söylemler, Rus Ortodoks inancının ve Rus devletinin meşruiyetini sağlamlaştıran tarihsel bir araç olarak kullanılmıştır.
Sibir Hanlığı Rus Kronikleri Yermak Timofeyev Küçüm Han Ötekileştirme Toplumsal Bellek.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Orta Asya Tarihi, Türk Halkları ve Toplulukları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2025 |
Gönderilme Tarihi | 4 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 11 Ocak 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 7 Sayı: 13 |