As the Ottoman Empire expanded its borders and became an empire, major changes also occurred in the course of the Turkish written language. This change was influenced by factors such as the penetration of Arabic and Persian languages into the Turkish language. Arabic and Persian words and rules that entered Turkish stood as obstacles to blocking its natural flow and path of development, and after a while, rendered it sterile. The Tanzimat period in the Ottoman Empire can be considered the beginning of a development both socially and linguistically. During this period, ideas about nationalist movements in the Western world gradually began to affect Turkish society, and some changes occurred in the field of culture and thought. One of the issues emphasized during the Tanzimat period was the simplification of the Ottoman written language. The issue of simplifying the language would gain more importance during the Second Constitutional Monarchy period. Under the influence of the Turkism movement, writers gathered around Genç Kalemler and similar magazines, and worked to simplify the Turkish language and purify it from Arabic and Persian rules. Language debates that began with the Westernization process are one of the issues inherited from the Ottoman Empire to the Republic of Türkiye. The language policies of the Republican era were based on both ensuring national unity and achieving a major change in mentality required by modernization. For this purpose, important steps have been taken since the early years of the Republic to ensure that Turkish takes its rightful place among the world languages. The acceptance of the Turkish alphabet based on Latin letters, the opening of the Turkish Language Association, and language congresses are the most important of these efforts. In this study, the reflections of the language revolution in the Turkish Grand National Assembly were tried to be examined and evaluated. As a result of the analysis, it was seen that historical expressions were reflected in the Turkish Grand National Assembly regarding the language. It is also understood that the language issue is an issue that the deputies in the Turkish Grand National Assembly pay careful attention to. In this context, the deputies criticized the effects of foreign words on Turkish and made various attempts to reform the language. They emphasized on every occasion that Turkish should be freed from the yoke of foreign languages and argued that the Turkish Grand National Assembly should take the lead in this work. In this context, it can be said that the multifaceted efforts carried out abroad regarding the language issue are also reflected in the Parliament, and that at this point, a kind of “language war” is being waged in the Turkish Grand National Assembly.
Language Revolution Turkish Simplification of Turkish Turkish Language Language Policy.
Osmanlı Devleti’nin sınırları genişleyip bir imparatorluk haline gelmesiyle, Türk yazı dilinde de önemli değişiklikler yaşanmıştır. Bu değişimde, Arap, Fars dillerinin Türk diline girmesi gibi sebepler etkili olmuştur. Türkçe’ye giren Arapça ve Farsça kurallar ve kelimeler, onun gelişme yolunu tıkayacak engeller oluşturmuş ve bir süre sonra da onu kısırlaştırmıştır. Osmanlı Devleti’nde Tanzimat dönemi, toplumsal bakımdan olduğu gibi dil konusunda da, bir gelişmenin başlangıcı sayılabilir. Bu dönemde, Batı dünyasındaki ulusçuluk akımları ile ilgili düşünceler yavaş yavaş Türk toplumunu etkilemeye başlamış, kültür ve düşünce alanında bir takım değişimler ortaya çıkmıştır. Tanzimat döneminde ele alınan önemli konulardan biri de Osmanlı yazı dilinin sadeleştirilmesi meselesiydi. Tanzimat dönemi ile başlayan dilin sadeleştirilmesi tartışmaları, İkinci Meşrutiyet döneminde daha çok önem kazanmıştır. Türkçülük akımının etkisiyle, Genç Kalemler ve benzeri dergiler çevresinde toplanan yazarlar, Türkçeyi sadeleştirmek, Arapça ve Farsça kurallardan arındırmak gayesi ile çalışmışlardır. Batılılaşma süreciyle birlikte başlayan dil tartışmaları, Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne aktarılan önemli miraslardan biri olmuştur. Cumhuriyet döneminin dil politikalarının temelinde, hem ulusal birliği temin etmek hem de çağdaşlaşmanın gereği olan büyük bir zihniyet değişimini gerçekleştirmek vardır. Bu amaçla, Türkçe’nin dünya dilleri arasında layık olduğu yeri alabilmesi için, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren önemli adımlar atılmıştır. Latin harfleri esasına dayalı Türk alfabesinin kabulü, Türk Dil Kurumu’nun açılması, dil kurultayları bu çalışmaların en önemlileridir. Çalışmada, Cumhuriyet’in ilk yıllarında dil alanında atılan bu adımların TBMM’deki yansımaları incelenmeye ve değerlendirilmeye çalışılmıştır. Analiz sonucunda dil konusunda, TBMM’ye tarihi ifadelerin yansıdığı görülmüştür. Ayrıca dil meselenin, TBMM’de mebusların hassasiyetle üzerinde durdukları bir konu olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda mebuslar, Türkçe üzerindeki yabancı kelimelerin etkilerini eleştirmiş ve dilin ıslahı yolunda çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır. Her vesile ile Türkçe’nin yabancı dillerin boyunduruğundan kurtulması gerektiğini vurgulayarak, TBMM’nin bu işte önayak olması gerektiğini savunmuşlardır. Bu kapsamda dil konusunda, dışarıda yürütülen çok yönlü çabaların Meclis’e de yansıdığı, TBMM’de bir nevi “dil savaşı” verildiği söylenebilir.
Dil İnkılâbı Türkçe Türkçe’nin Sadeleşmesi Türk Dili Dil Politikası.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 19 Şubat 2025 |
Kabul Tarihi | 26 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 7 Sayı: 15 |