İkinci Dünya Savaşı dönemi, Türkiye için olduğu kadar Sovyetler Birliği için de son derece hassas ve stratejik bir süreçtir. Bu dönemde Türkiye’de Sovyetler Birliği’ni temsil eden Sergey Aleksandroviç Vinogradov, kritik görevleri ve diplomatik duruşuyla dönemin siyasi atmosferinde önemli bir rol oynamıştır. Vinogradov’un Türkiye büyükelçiliği, savaşın gidişatına, Türkiye’nin tarafsızlık politikasına ve iki ülke arasındaki güven ilişkisine doğrudan etki eden bir diplomatik görev olarak öne çıkmaktadır. Vinogradov, Moskova tarafından Türkiye'ye gönderildiğinde dünya zaten büyük bir savaşın içindeydi. Almanya Polonya’yı işgal etmiş, Fransa düşmüş ve Sovyetler Birliği, Hitler ile yaptığı saldırmazlık paktı (Molotov-Ribbentrop Paktı) ile Batı dünyasında dikkatleri üzerine çekmiştir. Türkiye ise savaşın dışında kalmaya ve denge politikası izlemeye çalışmıştır. Bu ortamda Vinogradov’un hem Türkiye'yi Sovyet çıkarları doğrultusunda etkileyebilmek hem de Almanya ile olan Türk ilişkilerini yakından gözlemlemek gibi son derece karmaşık bir görevi bulunuyordu. Türkiye, savaş boyunca resmi olarak tarafsız kalmış; hem Almanya hem de Müttefik Devletlerle dikkatli bir diplomasi yürütmüştür. Sovyetler Birliği ise Türkiye'nin Almanya’ya yaklaşmasından endişe etmiştir. Vinogradov, bu süreçte Türk hükümetine Sovyetler’in güvenliğine zarar verebilecek bir Alman-Türk yakınlaşmasının ciddi sonuçları olabileceğini diplomatik yollarla sürekli iletmiştir. Ancak Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne ve kendi güvenliğine bağlı kalmayı tercih ederek savaşın dışında kalmayı sürdürmüştür. Vinogradov’un büyükelçiliği döneminde Sovyetler Birliği’nin Türkiye’deki istihbarat faaliyetleri de yoğunlaşmıştır. Ankara, savaş döneminde farklı ülkelerin casuslarının faaliyet gösterdiği bir merkez hâline gelmiştir. Sovyetler Birliği de bu çok taraflı istihbarat ortamında kendi çıkarlarını korumak için aktif olarak bilgi toplamaya çalışmıştır. Bu dönemde bazı Türk yetkililerle temas kurulduğu ve çeşitli bilgi sızdırma faaliyetlerinin gerçekleştiği iddiaları, savaş sonrası dönemde de tartışılmıştır. Bu çalışmayla Ninogradov’un Büyükelçiliği sırasında cereyan eden olaylar ve temasları ortaya konmaya çalışılmıştır. Böylece önemli bir Büyükelçi üzerinden İkinci Dünya Savaşı yıllarında bir taraftan Türkiye’nin dış politik yaklaşımları diğer taraftan da Sovyet Rusya’nın Türkiye’ye bakışı değerlendirilmiştir.
İkinci Dünya Savaşı Türk-Sovyet Diplomatik İlişkileri Sergey Aleksandroviç Vinogradov Boğazlar Meselesi Selim Sarper
The period of World War II was highly sensitive and strategic for both Turkey and the Soviet Union. During this time, Sergey Aleksandrovich Vinogradov, who represented the Soviet Union in Turkey, played a crucial role in the political atmosphere of the era through his critical missions and diplomatic stance. Vinogradov's ambassadorship to Turkey emerged as an important diplomatic task that directly influenced the course of the war, Turkey's policy of neutrality, and the trust relationship between the two countries. Vinogradov was sent to Turkey as the Soviet ambassador at a time when the world was already deeply embroiled in a major war. Germany had invaded Poland, France had fallen, and the Soviet Union, with its non-aggression pact with Hitler (Molotov-Ribbentrop Pact), had drawn attention from the Western world. Meanwhile, Turkey sought to remain outside the war and pursued a balancing policy. In this environment, Vinogradov had an extremely complex mission: to influence Turkey in line with Soviet interests and to closely monitor Turkey's relations with Germany. Turkey maintained its official neutrality throughout the war, conducting a cautious diplomacy with both Germany and the Allied Powers. The Soviet Union, however, was concerned about Turkey's proximity to Germany. Vinogradov consistently conveyed to the Turkish government through diplomatic channels that any Turkish-German rapprochement that could jeopardize Soviet security would have serious consequences. Nevertheless, Turkey preferred to remain outside the war, adhering to the Montreux Convention on the Straits and prioritizing its own security. During Vinogradov's ambassadorship, Soviet intelligence activities in Turkey also intensified. Ankara became a hub for spies from various countries, including Soviet agents. There were allegations of contacts with some Turkish officials and various information leaks, which were debated even in the post-war period. This study aims to shed light on the events and contacts that occurred during Vinogradov's ambassadorship, evaluating Turkey's foreign policy approaches during World War II and Soviet Russia's perspective on Turkey through the lens of an important ambassador.
Second World War Turkish-Soviet Diplomatic Relations Sergey Aleksandroviç Vinogradov The Straits Question Selim Sarper
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Genel Türk Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 25 Haziran 2025 |
Kabul Tarihi | 11 Ağustos 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 7 Sayı: 15 |