Osmanlı Devleti 16 ve 17. yüzyıllarda dünya üzerindeki süper güçlerden biridir. Bu asırlarda imparatorluk, eski dünya kıtalarında evrensel bir Osmanlı Barışı (Pax Ottomana) tesis etmeye çalışmıştır. Osmanlılar’ın dünya hâkimiyetini sağlamak konusunda en büyük rakibi Habsburglar olmuştur. Biri Madrid öbürü Viyana merkezli iki kanattan oluşan bu hanedan, Avrupa’da Osmanlı ilerleyişini durdurmayı kendisine misyon edinmişti. Bu durum, o zamana kadar gerçekleşmesi zor ittifakların tesisine imkân vermişti. Bu iki imparatorluğun, birbirine karşıtlığı sadece siyasi, dini ve askeri boyutta değildi. Her iki devlet de, kendisini Roma mirasının temsilcisi olarak görmekteydi. Habsburg hükümdarları, Kutsal Roma İmparatoru sıfatıyla, bu mirasa sahip çıkmaya çalışmışlardır. Osmanlılar, Roma’nın son başkenti İstanbul’u kendi merkezleri yapmışlar ve Roma Coğrafyası’nın önemli bir kısmını ele geçirmişlerdi. Bu durum her iki devletin de Kayzer, (Çaşar) gibi Roma’daki Sezar ve İmparatora dek unvanların kullanılmasını sağlamıştı. Osmanlı ile Habsburg arasındaki rekabet 16. yüzyılda başlamış ve bu rekabet içerisinde, diplomatik unvanların kullanımı çok büyük önem kazanmıştır. Osmanlılar’ın Macar Krallığı’nı 1526 Mohaç Meydan Muharebesinde yenmesiyle başlayan bu sınır komşuluğu ve rekabet 20. yüzyıla kadar sürmüştür. Buna karşın bu rekabet içerisinde diplomatik dengeyi anlayabilmek için en dikkat çeken antlaşmalar 1533’deki İstanbul Antlaşması ve 1606’daki Zitvatorok’tur. Bu iki antlaşma pek çok kez ele alınmış ancak antlaşmaların imzalandığı sırada devletlerin içinde bulunduğu siyasi konjonktür çoğu kez eksik ve yanlış yorumlanmıştır. Çalışmamızda bu iki antlaşmaya yeni bir yaklaşım getirilerek ilgili metinler yeniden bir değerlendirmeye tabii tutulacaktır.
Osmanlı İmparatorluğu Avusturya Habsburglar Çar Zitvatorok Antlaşması
The Ottoman State was one of the super powers of the world in the 16th and 17th centuries. In these centuries, the empire tried to establish a universal Ottoman Peace (Pax Ottomana) in the old world continents. The biggest rival of the Ottomans for establishing world domination was the Habsburgs. Consisting of two wings, one based in Madrid and the other in Vienna, This dynasty was characterized by its mission to stop the Ottoman advance in Europe. This situation allowed the establishment of alliances that had been difficult to achieve until that time. The opposition of these two empire was not merely political, religious, and military. Both states saw themselves as representatives of the Roman heritage. The Habsburg rulers, in their title as the Holy Roman Emperor, tried to protect this heritage. The Ottomans made Istanbul their administrative center which was the last capital of Roman Empire and captured a significant part of the Roman Geography. This situation enabled both states to use those titles as Kaiser, (Çaşar), Caesar and Emperor of Rome. The rivalry between the Ottomans and the Habsburgs started in the 16th century and the use of diplomatic titles gained great importance in this rivalry. This border neighborhood and the rivalry, which began with the defeat of the Hungarian Kingdom by the Ottomans in the Battle of Mohacs in 1526, continued until the 20th century. In order to comprehend the diplomatic balance in this competition, the most notable treaties are Istanbul Treaty of 1533 and the Zsitvatorok of 1606. These two treaties have been discussed many times, but the political conjuncture of the states at the time of signing of the treatises has often been misunderstood and misinterpreted. In our paper, a new approach to these two treatises will be proposed and the texts in question will be re-evaluated.
Ottoman Emrpire Austria Habsburgs Tsar Treaty of Zsitvatorok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 25 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Tarandığımız Dizinler:
e-ISSN: 2148-5232