Knowledge within the axis of theoretical use of reason in Kant’s philosophy is possible only when concepts can be grounded via intuitions. In other words, the act of knowing does not eventuate simply by the way of conceptual frameworks because of the fact that concepts have to be supported intuitional content in their essential roots. However, there are such concepts or notions in human cognition take place notwithstanding depend on any intuition with respect to their constitution: Freedom, God, and immorality of the soul. He claims that these notions cannot be understood epistemically because they were belong to the field of belief. Therefore, they must be investigated through the capabilities of practical use of reason not theoretical one. Yet, transcendental freedom is the key that establish the different uses of reason possible while enabling a transition from the theoretical use to the practical. Despite the faculty of reason falls a deep antinomy in its theoretical function, the same faculty tries to escape this perplexity in its practical use via utilizing transcendental freedom. First of all, in this study, it will be discussed that notions of God and the immorality of the soul can be considered solely from the perspective of morality not within a theoretical lexicon. Secondly, deepening on this discussion, it will be shown that how these notions gain their objective reality within the field of practical reason
Theoretical Reason Practical Reason Summum Bonum Freedom God Immorality of the Soul
Kant’ın felsefesinde aklın teorik kullanımı ekseninde bilgi ancak kavramın temelinde bir görü bulunduğunda mümkündür. Diğer bir deyişle, kavramsal yapılar özünde görüsel içerikle desteklenmedikleri takdirde, salt kavram ile bilme edimi gerçekleşemez. Fakat insan bilişinde, tesisi bakımından hiçbir görüye bağlı olmayan bazı kavramlar bulunmaktadır: özgürlük, Tanrı ve ruhun ölümsüzlüğü. Ona göre, bu mefhumlar inanç dairesine ait olduklarından dolayı epistemik açıdan anlaşılamazlar. Bu nedenle onlar, aklın teorik kullanımından değil, fakat pratik kullanımından hareketle incelenmelidir. Gelgelelim, aklın farklı kullanımlarını tesis eden ve teorik işleyişten pratiğe geçişe imkân tanıyan anahtar transendental özgürlüktür. Her ne kadar düşünme kuvveti olarak akıl teorik fonksiyonları içerisinde derin bir antinomiye düşse de, aynı kuvvet, transendental özgürlükü işe koşmakla pratik fonksiyonları çerçevesinde bu karmaşadan kurtulmaya çalışır. Bu çalışmada, ilk olarak, Tanrı ve ruhun ölümsüzlüğü mefhumlarının teorik bir örgü içerisinde değil, sadece ahlaki bakımdan ele alınabileceği tartışılacaktır. İkinci olarak, bu tartışmada bir derinleşmeyle, sözü edilen mefhumların objektif gerçekliklerini pratik akıl çerçevesinde nasıl edindikleri gösterilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2015 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ekim 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 5 |
Tarandığımız Dizinler:
e-ISSN: 2148-5232