Turizm yazınındaki metalaşma merkezli okumalar, ekonomik dinamiklerle kültürel-simgesel üretim arasındaki ilişkileri tek eksene indirgemesi nedeniyle turistik karşılaşmaların çok katmanlı yapısını gözden kaçırma tehlikesini barındırmaktadır. Bu çalışma, söz konusu kör noktayı gidermek üzere, emek, sınıf ve iktidar ilişkilerini görünür kılan ekonomi-politik çözümlemeyle, otantikliğin toplumsal inşa, performans ve müzakere süreçlerini öne çıkaran yorumlayıcı yaklaşımı birlikte kullanan bir çerçeve önermektedir. Marksist literatürde yer yer varsayılan kapitalizm öncesi saf otantiklik öncülü, varlığın bağlamsal ve etkileşimsel doğasını ihmal etmektedir; oysa turizm düşünüldüğünde sabit bir özden değil, yerel özneler ile turistlerin karşılıklı beklentileri, yani müzakere edilerek yeniden kurulan bir anlam alanından bahsedilebilir. Bu çalışma turistleri pasif tüketiciler olarak kodlamak yerine, sahnelenen ile deneyimleneni ayırt edebilen ve daha yoğun temas arayan etkin özneler olarak görmektedir. Bu yolla otantik/kurgusal ikiliğinin keskinliği sınırlanmakta, odak somut etkileşimlere ve yerelde sahnelenen performansların talepler ve yerel normlar doğrultusunda nasıl güncellendiğine yönelmektedir. Sonuç olarak metalaşmayı bütünden dışlamadan fakat tek açıklama ilkesine de indirgemeden, simgesel üretim ve anlamlandırma süreçlerinin ekonomi-politik okumayla ortak bir analitik düzlemde buluşturulması amaçlanmaktadır. Bu çerçeve, turistik deneyimi tek yönlü bir metalaşma hattı olarak değil, bağlama duyarlı ve çok katmanlı bir karşılaşma olarak yeniden düşünülmesini, buna mukabil saha araştırmaları için uygulanabilir ölçütleri ve kuramsal tartışmalardaki açıklayıcılığın artırılmasına katkıda bulunacaktır.
Analyses of tourism that prioritize commodification often risk reducing the interplay between economic dynamics and cultural-symbolic production to a single explanatory axis, thereby obscuring the multilayered character of touristic encounters. To address this blind spot, this study proposes a framework that integrates a political economy perspective—foregrounding labor, class, and power relations—with an interpretive approach that emphasizes the social construction, performativity, and negotiation of authenticity. The often implicit premise of pre-capitalist pure authenticity in Marxist literature neglects the contextual and interactional nature of being; in tourism, however, authenticity is not a fixed essence but a negotiated field of meaning shaped by the mutual expectations of local actors and visitors. Rather than construing tourists as passive consumers, this study conceptualizes them as active subjects who are capable of discerning the distinction between what is staged and what is experientially lived, while simultaneously pursuing deeper modes of interaction. In this way, the rigidity of the authentic/constructed binary is softened, shifting attention to concrete interactions and to the ways locally staged performances are recalibrated in response to demand and local norms. By aligning symbolic production and meaning-making with political-economic critique, the article advances a more comprehensive account of touristic experience as a context-sensitive and multilayered encounter. This framework reconceptualizes the touristic experience not as a one-dimensional trajectory of commodification, but as a context-sensitive and multilayered encounter, while simultaneously providing applicable criteria for empirical research and enhancing explanatory clarity within theoretical debates.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Turizm (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 16 Mayıs 2025 |
Kabul Tarihi | 20 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Değerli Araştırmacılar,
Dergimize gönderilen çalışmalar geliş sırasına ve konusuna göre öncelikle editör değerlendirmesinden geçmekte, editör görüşü doğrultusunda hakem değerlendirmesine karar verilmektedir.
Değerlendirme süreci tamamlanan çalışmalar da aynı şekilde değerlendirmenin tamamlanma tarihlerine, türlerine ve kapsamlarına göre yayıma kabul edilmektedir. Editör, benzer çalışmaların yoğunlaştığı dönemlerde, kabul edilen çalışmaların tarihini dikkate almaksızın başka bir sayıya atayabilir.
Bu yüzden GTAD'a gönderilen çalışmaların herhangi bir sayı için yayıma kabul edileceğinin planlanarak önerilmemesi gerektiğini tekrar hatırlatmak isteriz.