Bu çalışmada birincil akciğer tümörü olan beyin metastazlı olgularda beyin DAG ve hesaplanan ADC değerlerinin tanıya katkısını araştırmayı amaçladık. S.B. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Kliniğine 2009 ve 2011 tarihleri arasında, birincil akciğer kanseri ön tanısıyla başvuran, yaş ortalaması 59.35±9.364 olan 91 olgu (19 kadın, 72 erkek) çalışmaya dahil edildi. Olgulara konvansiyonel MRG sekanslarına ek olarak, b-değeri 1000 s/mm² ile SE-EPG sekansı kullanılarak DAG yapıldı. Olgular görüntü arşivleme ve iletişim sistemi (PACS) kullanılarak geriye dönük olarak tarandı. DAG ve ADC görüntüleri için görsel ve sayısal değerlendirmeler yapıldı. BULGULAR: 91 olguya ait metastatik beyin lezyonlarını yerleşim yerlerine göre incelediğimizde çalışmamızda en çok metastatik lezyon frontal lobda (28 olguda) izlenirken, bunu sırasıyla pariyetal lob (22 olgu) ve serebellum (18 olgu) izlemekteydi. Metastatik lezyonların beyindeki yerleşim yerlerini gri-beyaz madde ayırımına göre yaptığımızda ise en çok lezyon beyaz cevherde (40 olguda) izlenirken, 21 olguda gri-beyaz cevherde, 9 olguda bazal ganglionlar düzeyinde, 21 olguda ise çoklu yerleşim yerinde tutulum izlendi. DAG ve ADC için yapılan görsel değerlendirmede; metastatik lezyonların büyük çoğunluğunda hiperintensite gözlendi. Gruplar arası sayısal değerlendirme yapıldığında DAG ve ADC değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmazken (p>0.05) normal beyin parankimi-metastatik lezyonlar karşılaştırıldığında DAG ve ADC değerleri arasında istatistiksel anlamlı fark saptanmıştır (p<0.05).SONUÇ: Metastatik lezyonların bazılarında DAG incelemede diğer malign beyin tümörlerinde olduğu gibi difüzyon kısıtlanması izlenmekle birlikte DAG'de bu tümörler için değişken Sİ görülmektedir. Bu nedenle DAG ve ADC görünümlerine bakarak sadece görsel değerlendirmeyle metastatik lezyonları ayırt edemeyiz. Metastatik lezyonları DAG-ADC değerleriyle normal beyin parankiminden ayırt edebiliriz. DAG ve ADC değerleriyle, metastatik tümörlerle birincil histolojileri arasında bir uyum bulunmamıştır. Bu değerlere bakılarak birincil histolojilerine göre metastatik tümörleri ayırt etmek güçtür. Daha çok olgunun dahil edileceği ve ortak sekans özellikleriyle yapılacak ileri çalışmalarda daha doğru sonuçlar elde edilebilir.
The purpose of this study is to evaluate the contribution of diffusion weighted MRI and measured ADC values in patients who have primary lung tumor with brain metastasis.
Methods: 91 patients with mean age of 59.35±9.364 (19 females,72 males) admitted Istanbul Training and Research Hospital, Radiology Clinic between the dates 2009 to 2011, with the diagnosis of primary lung cancer, were included in the study. In addition to conventional MRI sequences, b-value 1000 s/mm² with the DWI was performed using the SE-EPI sequence. The patients were retrospectively evaluated by using picture archiving and communication system (PACS). DWI and ADC images were evaluated qualitatively and quantitatively. RESULTS: When we assess the metastatic lesions in 91 patients according to their localities we have seen the most metastatic lesions in frontal lobe (in 28 patients) and the most metastatic lesions in were white matter (in 40 patients). In DWI and ADC sequence qualitative assessment we found hiperintensity in most of metastatic lesions. In quantitative assessment according to DWI and ADC value comparisons between the groups there was no significant statistical difference between the groups (p>0.05), but there was significant statistical difference between metastatic lesions and normal brain parenchyma (p<0.05).
Conclusion: Although some of our cases show restricted diffusion like some primary brain masses there is a high varieity of signal intensity in DWI for all of them. For this reason we can not differentiate metastatic brain tumors with only visual assessment in DWI or ADC. DAG-ADC with quantitative measurement can distinguish metastatic lesions from normal brain parenchyma. We couldn’t define any correlation between DWI/ADC values and primary histology of the metastatic foci. We believe that more accurate results can be achieved with advanced studies with more patients included and a common sequence features.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 10 Sayı: 4 |
-