In this
study, it is aimed to examine the role of the Submarine Fleet in Israel’s
Defence Strategy. One of the basic pillars of Israel's Defence Strategy is the
principle of deterrence. The Submarine Fleet within the Israeli Navy
that gives strategic depth is among the most critical elements of deterrence.
In fact, Israel formed the Submarine
Fleet in the late 1950s. However, the Fleet has received its current critical
position in the late 1990s with the launch of the Dolphin Class submarines. The
Dolphins, which stand out with silent running and superior maneuverability, are
recognized as one of the world's most advanced solutions in the diesel-electric
submarine category. But the main feature of the Dolphins is their capability to
carry submarine-launched cruise missiles. Because there are reports that the
Israeli Navy has modified the submarine-launched cruise missiles, called Popeye
Turbo to carry nuclear warheads and more importantly, Dolphins are equipped
with these systems. This brings the Submarine Fleet to a key role in terms of
sea-based nuclear deterrence and second strike capability.
Israel’s Defence Strategy Submarine Fleet Dolphin Class Submarine Second Strike Deterrence
Bu çalışmada, İsrail’in Savunma Stratejisi’nde
Denizaltı Filosu’nun rolünün incelenmesi
amaçlanmaktadır. İsrail’in Savunma Stratejisi’nin temel sacayaklarından
birisini caydırıcılık ilkesi oluşturmaktadır. İsrail Donanması bünyesinde yer
alan Denizaltı Filosu ise sağladığı stratejik derinlik ile caydırıcılığın en
kritik unsurları arasındandır. Aslında İsrail, Denizaltı Filosu’nu 1950’lerin
sonunda teşkil etmiştir. Ancak Filo’nun bugünkü kritik konumu alması 1990’ların
sonunda, Dolphin Sınıfı denizaltıların hizmete girmesiyle gerçekleşmiştir.
Sessizlikleri ve manevra yetenekleriyle öne çıkan Dolphin’ler dizel-elektrik
denizaltı sınıfında dünyanın en gelişmiş çözümleri arasında kabul edilmektedir.
Fakat Dolphin’leri asıl öne çıkaran özellikleri, denizaltıdan atılan seyir
füzelerini taşıyabilmeleridir. Zira İsrail Donanması’nın Popeye Turbo tipi
denizaltıdan atılan seyir füzelerini nükleer harp başlığı taşıyabilecek şekilde
modifiye ettiği ve söz konusu sistemleri Dolphin’lere konuşlandırdığı yönünde
raporlar bulunmaktadır. Bu durum Denizaltı Filosu’nu denizde konuşlu nükleer
caydırıcılık ve ikinci vuruş yeteneği açısından kilit bir role
büründürmektedir.
İsrail’in Savunma Stratejisi Denizaltı Filosu Dolphin Sınıfı Denizaltı İkinci Vuruş Caydırıcılık
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Ekim 2019 |
Gönderilme Tarihi | 30 Ekim 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 15 Sayı: 31 |