The role and working area of intelligence agencies in countering radicalization is a contentious issue. Especially, emphasizing the concepts of radicalization and terrorism for political reasons will lead to the perception that intelligence is used as a device to suppress the opposition. However, preventing radicalization and rehabilitating radicals is not seen as possible without utilizing the possibilities and capabilities of intelligence. Intelligence has an effective function in tools of prevention, repression, and intervention covered by the programs implemented in the fight against radicalization. The article will examine the participation of intelligence agencies in the Danish Model, considered a relatively successful practice by the authorities, and its function in these programs.
Radikalleşme ile mücadelede istihbarat örgütlerinin rolü ve çalışma alanı tartışmalı bir konudur. Özellikle siyasal gerekçelerle radikalleşme ve terör kavramlarına vurgu yapılması, toplum içerisinde istihbaratın muhalifleri bastırmaya yönelik bir aygıt olarak kullanıldığı algısına neden olacaktır. Öte yandan istihbaratın imkân ve kabiliyetlerine başvurulmadan radikalleşme ile mücadele edilmesinin mümkün olamayacağı değerlendirilmektedir. İstihbarat, radikalleşme ile mücadelede uygulanan programların kapsadığı önleme, baskı ve müdahale araçlarının her birinde etkin bir fonksiyona sahip olmalıdır. Çalışma, otoriteler tarafından nispeten başarılı bir uygulama olarak değerlendirilen Danimarka Modeline istihbarat örgütlerinin iştirakini ve bu programlardaki işlevini inceleyecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Ağustos 2023 |
Gönderilme Tarihi | 26 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 19 Sayı: 45 |