20. yüzyılın sonlarıyla beraber siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda çok önemli değişimler gerçekleşmiştir. Yeni döneme dair farklılıkları kuşatan bir kavram olarak “post-modernlik” öne çıkmıştır. Farklı perspektifler, bu değişimleri anlamak için farklı yaklaşımlar geliştirmişlerdir. Yeni dönemin anlamlandırılmasına dair pek çok temel görüş ayrılığına sahip olan David Harvey ve Jean-François Lyotard, söz konusu farklı yaklaşımlar için karakteristik örneklikler oluşturmaktadır. Lyotard, yeni dönemi “en gelişmiş” olarak nitelendirdiği toplumlarda bilginin durumu/statüsü üzerinden ele almaktadır. Yazar, “en gelişmiş” toplumlarda bilginin durumu/statüsünün 20. yüzyılın sonlarına doğru köklü bir biçimde değiştiğini iddia etmektedir. Ona göre oyun kurallarını gerekçeleriyle beraber ortaya koymak zorunda olan modern bilim, kendi statüsünü meşrulaştırmak adına birtakım büyük anlatılara başvurmak zorundaydı. Post-modern kuram ise büyük anlatılara duyulan güvensizlikle nitelenmektedir. Harvey ise bu köklü değişimlerin sonucunda kapitalizmin aşıldığını, post-kapitalist ya da post-endüstriyel topluma geçildiğini düşünmemektedir. Ona göre kapitalist birikimin temel kurallarıyla karşılaştırıldığında bu değişimler, yüzeysel görünümlerde beliren bazı değişikliklere karşılık gelmektedir. Harvey düşüncesinde postmodernliğin durumu kültürel alanda post-modernizm ve politik-ekonomik alanda bir birikim rejimi olarak esnek birikim modeli bağlamında ele alınmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 18 Kasım 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 17 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 1 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 2 |