Hicri ilk iki asırda hadisçi kimliğiyle öne çıkan birçok alim Emevi ve Abbasi iktidarlarına karşı başlatılan silahlı isyanlarda aktif rol almışlardır. Diğer bir grup ise doğrudan silahlı mücadele yerine, sivil muhalefet şeklinde tezahür eden çeşitli tutumlar sergilemişlerdir. Devlet erkânının arkasında namaz kılmayı reddetme tavrı söz konusu sivil muhalefet biçimlerinden biridir. Onlara göre zalim veya fâsık olarak konumlandırılan idarecilerin imamlık yapmaları namazın sıhhatine engel teşkil etmektedir. Diğer bir protesto şekli olarak keyfî ve gereksiz biçimde israf ettikleri gerekçesiyle zekâtı ümerâya teslim etmeyi reddetmişler, bunun yerine şahısların ihtiyaç sahiplerine kendi elleriyle ulaştırmaları gerektiğini savunmuşlardır. Emeviler ve Abbasiler Dönemi’nde dış güçlere karşı düzenlenen savaşlara katılmamak da muhaddislerin sivil muhalefet yöntemlerinden bir diğeridir. Onlara göre mevcut iktidarlar İslâmî ilkelere riayet etmeksizin savaşlar yürütmekteydiler. Bu savaşlara katılım ise onların işlediği savaş suçlarına ortak olmak anlamına geliyordu. Abbasiler Dönemi’nde resmîleştirilen siyah giyime karşı da bir grup muhaddisin sert tepki gösterdiği bilinmektedir. Siyah giyim karşıtlığı siyasi otoriteye karşı sergilenen bireysel bir protesto olmakla kalmamış zaman zaman raviler arası gerilim ve tenkitlere de neden olmuştur. Bu çalışmada hicri birinci asrın son çeyreği ile ikinci asır özelinde farklı yaklaşımlar ve raviler arası ilişkilere etkileri bağlamında muhaddislerin siyasi iktidara yönelik eleştirel tutumları incelenecektir.
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur/It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited. (Mustafa Avni Gökduman)
During the first two centuries of the Hijrī calendar, many scholars distinguished by their ḥadīt̲h expertise, took an active part in armed rebellions against the Umayyad and ʿAbbāsid regimes. However, another group of muḥaddit̲h̲s refrained from direct involvement in such confrontations and instead adopted various forms of civil dissent as their mode of opposition. Among these non-violent expressions of resistance, refusing to perform prayers behind state officials emerged as a prominent stance. According to these scholars, rulers deemed unjust or sinful (fāsiq) were not fit to lead congregational prayers, as their leadership could compromise the validity of the prayer itself. Similarly, these muḥaddiths objected to handing over zakāt to the ruling elite, arguing that it would likely be squandered through arbitrary or excessive spending. They instead advocated for distributing alms directly to the needy, considering this to be a more ethically sound and religiously appropriate method. This position represented a form of economic protest against state authority. Another notable form of civil dissent was the refusal to participate in military campaigns organized by the Umayyad and ʿAbbāsid regimes. The scholars maintained that these wars were not conducted in accordance with Islamic principles and that participating in them would amount to complicity in the injustices perpetrated by the state. During the ʿAbbāsid period, certain muḥaddit̲h̲s also protested against the official adoption of black garments, which had become a symbol of ʿAbbāsid rule. Opposition to wearing black was not merely a matter of personal preference; it became a subtle yet powerful act of political resistance. In some cases, this opposition even led to tensions and criticism among ḥadīt̲h̲ transmitters, affecting scholarly relationships and the reliability of transmission chains. This study aims to examine the critical attitudes of ḥadīt̲h̲ scholars toward political authority during the last quarter of the first Hijri century and throughout the second century, particularly in terms of their diverse approaches and the impact of these attitudes on inter-narrator relations.
يمثل الربع الأخير من القرن الهجري الأول والقرن الثاني فترة حاسمةً من حيث ترسيخ البنى الأساسية لتدوين الحديث وتصنيفه، وكذلك من حيث التطورات الكبرى في التاريخ السياسي للإسلام ومن أبرز الأحداث السياسية في تلك المرحلة، الانتفاضات المسلحة الواسعة النطاق التي شُنّت ضد الأنظمة الحاكمة، فقد واجهت الدولة الأموية في القرن الأول عدة ثورات، منها ما قاده المختار الثقفي (ت. 67هـ/687م) وابن الزبير (ت. 73هـ/692م) وابن الأشعث (ت. 85هـ/704م) وتبعت هذه الثورات في القرن الثاني انتفاضات نظمها شخصيات مثل ابن المهلب (ت. 102هـ/720م) وزيد بن علي (ت. 122هـ/740م). وتُعد الثورة العباسية، التي حظيت بدعم واسع من العناصر الشيعية والموالي، أهم هذه الانتفاضات من حيث الأثر التاريخي والنتائج المترتبة عليها. إذ إن هذه الثورة، وبفعل الانقسامات الداخلية وعدم الاستقرار السياسي الذي عانت منه الدولة الأموية، نجحت في عام 132هـ/750م، فأدّت إلى زوال الخلافة الأموية التي كانت تتمركز في دمشق وقيام الدولة العباسية ومع ذلك، سرعان ما واجهت الدولة العباسية تهديدات سياسية مماثلة، وكان من أخطرها الثورة التي قادها محمد بن عبد الله (ت. 145هـ/762م) بعد وقتٍ قصير من تأسيس الدولة.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2025 |
Gönderilme Tarihi | 12 Nisan 2025 |
Kabul Tarihi | 28 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 14 |
Hadith Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.