Kerâmet, Allah’ın salih kullarına ihsan ettiği harikulade hallerdir. İstidrâc ise
inanmayan, günahkâr insanlarda ortaya çıkan bir haldir. Mutasavvıflar, kerâmetin
caiz olduğuna Kur’an ve Hadislerden delil getirmişlerdir. Kerâmet maddî ve
manevî olmak üzere iki çeşittir. Ancak, bir velînin velî olabilmesi için kerâmet
sahibi olması şart değildir. İnsanları irşad maksadı ile, zaruret halinde kerâmet
izhâr edilebilir. Zaruret olmadan velînin kerâmetini gizlemesi şarttır. İnsanlardan
zuhur eden harikulade haller, o şahsın kibrini ve isyanını artırırsa bu; ikram değil,
istidrâcdır. Allah’ı bütün isim ve sıfatlarıyla birlikte tanımayan, O’na ibadette
kusur eden, günahlardan sakınmayan, gaflette olan kişilerde görülen olağanüstü
haller ise istidrâcdır.
Although, karâmat means extraordinary states granted by Allah to His
pious men, istidrâj is a condition displayed by the unbeliever and sinful. Sufis have
produced evidences through Kur‘ân and Hadis in order to prove that karâmat is
religiously permitted. Nevertheless to work karâmats is not compulsory in order to
be considered wali. In case of necessity, he can manifest karâmat with an intention
of a enlightening people. Unless it is necessary, a wali should hide the karâmats
gifted by Allah. Extraordinary actions are diveded into two categorien:
Materialistic karâmats and moral karâmats. If those extraordinary conditions
displayed by men give rise to their haugtiness and rebellion, this is rather like an
istidrâc than a karâmat. In case of the fact that the wonderfull appearances are
manifested by those who do not know Allah with His all names and attributes, do
not worship for Allah properly, do not restrain from sinful acts and act heedlessly,
they are called istidrâj.
Diğer ID | JA46ZR98AY |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Sayı: 21 |
Harran İlahiyat Dergisi-Harran Ilahiyat Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.