İslam düşünce tarihinde öne çıkan şahsiyetlerden Mevlânâ Celaleddin-i Rûmî (1273) ile Bediüzzaman Said Nursi‘nin (1960), aralarında yedi yüzyıl olmasına rağmen düşünce sistemlerinde birçok ortak nokta bulunmaktadır. Her ikisi de Kur‘an‘ı esas alarak yüksek bir irfan düzeyine ulaşmış ve etkili eserler ortaya koymuşlardır. Öyle ki, etkileri günümüzde de devam etmektedir; çünkü onların dilleri ve tefekkür dünyaları evrenseldir. Mevlânâ ve Bediüzzaman, düşüncelerinde ve eserlerinde daima insanı merkez olarak almışlardır. İnsanı yaratanına yaklaştıran ve ebedi mutluluğa ulaştıran yolları göstermişlerdir. Biri tasavvufun tüm inceliklerini kullanarak, diğeri hakikatin yol göstericiliğinde, "insan-ı kâmil"i (olgun insan) ortaya çıkarmayı hedeflemişlerdir
Mevlânâ Celaleddin-i Rûmî Bediüzzaman Said Nursi Kur‘an insan
Although there are 7 centuries between Jalaluddin alRumi, (1273) and Bediuzzaman Said Nursi, (1960) there are many common points in their system of thoughts. Because both had taken the Qur‘an as the base in their life, they had reached to a high level in religiocity (irfan) and so they had written influential literary works. Furthermore, their influences continue even today, because their languages and worlds of thinkings (tafakkur) are universal. Both always put human in the center of their works and thoughts they both showed human the ways that make them closer to their creature. Both aimed at taking the perfect man (Insan-ı Kamil) into existence. One of them did it by using all the principles and details of Sufism, and the other did it by taking the reality (hakikat) as guidance
Mawlana Jalaluddin al-Rumi Bediuzzaman Said Nursi Qur‘an Human
Diğer ID | JA27UT25RN |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 25 Sayı: 25 |
Harran İlahiyat Dergisi-Harran Ilahiyat Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.