Dua, insanlığın ve dinlerin ortak bir yönüdür. Bütün insanlar, farklı güdülerin etkisiyle mükemmel olan ve ihtiyaçlarına yanıt verecek bir güce yönelme ihtiyacı hissederler. Dinler ise insanları, bu ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir güce yönlendirirler. Bununla birlikte dinler, duanın nasıl yapılması gerektiğine de değinirler.
İslâm, kendinden önceki diğer dinlerde var olduğu gibi duaya yer ayırmış, onu bir ibâdet olarak algılamış ve ona oldukça önem vermiştir. Duanın kime yönelik olacağından bahsettiği gibi onun nasıl bir şekilde yapılacağından da söz etmiştir. Kur’ân âyetleri, doğrudan ve dolaylı olarak duadan ve onun âdâbından çokça bahsetmiştir.
Bu bağlamda Kur’ân’ın, duadan ve öneminden nasıl bahsettiğini, dua âdâbı olarak nasıl bir yöntem ortaya koyduğunu incelemek amacıyla hem genel olarak hem de Fâtiha sûresi örnekliğinde Kur’ân’a göre dua ve dua’nın âdâbı konusunu çalışmayı uygun bulduk.
Bölüm | Makale |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2017 |
Kabul Tarihi | 11 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 38 |
Harran İlahiyat Dergisi-Harran Ilahiyat Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.