Türk Edebiyatı 1960’tan sonra yeni bir döneme girer. 1960-1980 döneminde Türk şiirinde yenilikler oluşmaya başlar. Ülke ve yurt sorunları tekrar gündeme gelir. Şiirde soyuttan somuta, anlamsızlıktan anlam arayışına doğru bir yöneliş başlar. Bu durumun neticesinde de İkinci Yeni şiirini eleştirenler olur. İkinci Yeni şiirinin işlevini kaybetmeye başladığı, değişen ve gelişen toplumun ihtiyaçlarını karşılamadığı yeni bir şiir anlayışına ihtiyaç duyulduğu düşüncesi öne sürülür. Bu düşünceyi öne sürenlerin başında da Ataol Behramoğlu gelir. Ataol Behramoğlu şiirin işçiyi ve emekçi sınıfı, toplumsal olayları, hayatın içinden olan, yaşanılanları anlatması gerektiği görüşünü dile getirir. Böylece Nâzım Hikmet’le başlayan toplumcu gerçekçi Türk şiirinin bir halkası olur. Hayata ve sanata gerçekçi bir pencereden bakan şairin şiirlerinde hayatının izlerini bulmak da mümkündür. Bu makalede Ataol Behramoğlu’nun şiirlerinde tespit edilen otobiyografik izler üzerinde durulacaktır. Çalışmanın sonunda şairin hayatını şiirlerine sıklıkla yerleştirdiği görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 5 |