Felsefe Spinoza İçsel Huzur Duygusal Doyum Zihinsel Dinginlik En Üstün Mutluluk.
This article focuses on Spinoza’s concept of acquiescentia, which is a central concept of Spinoza's moral philosophy and can be translated into Turkish as “peace of mind”, “satisfaction” or “inner peace”, and two other related concepts. While one of these two concepts is acquiescentia in se ipso, which can be translated as the affect of “self-esteem”, the other is the concept of mentis/animi acquiescentia, which expresses a mental state and can be translated as “satisfaction of mind” or “mental calmness”. In the article, it is investigated whether the human being, who is a being in God and subject to necessity in Nature, and therefore determined in terms of existence and action, reaches an “affectual satisfaction” and a “mental satisfaction”, which is arising from mental states caused by adequate ideas. In this sense, Spinoza’s theory of acquiescentia is put forward as satisfaction of affects and mental states. With the theory of acquiescentia, Spinoza’s aim is to provide an epistemological and ethical guidance that will enable man to feel “self-esteem”, to fill his mind with the gladness which arises from the true knowledge, to reach non-temporary but supreme affects and to maintain his life in this direction. In the article, studies that deal with Spinoza’s theory of acquiescentia independently and fill an important gap in the literature are also investigated and the main theses of these studies are clarified. However, the main ideas of these studies are criticized, new reading suggestions are presented, and different results are reached with different arguments. By the way, it is seen that the authors examining the theory in question, on the one hand, treat both “self-esteem” and “satisfaction of mind” as the same "affect" that expresses "satisfaction" occurring in different degrees. On the other hand, it is determined that the authors in question associate the different degrees of “satisfaction” caused by this same affects with Spinoza's three types of knowledge. In the article, it is especially justified why “self-esteem” and “satisfaction of mind” are not the same affect, and also, it is made clear why the different degrees of “satisfaction” do not directly correspond to each of Spinoza's three types of knowledge. Based on this ground, “self-esteem” is presented as an affect, and “satisfaction of mind” as a comprehensive mental state. Here, while the first one expresses a “satisfaction” that increases from the reason to the intuition, the second indicates a supreme “satisfaction” that occurs only with intuition. In the formation of the aforementioned satisfaction, reason does not function as a type of knowledge, intuition as another type of knowledge; however, “satisfaction” that occurs via reason is a kind of “satisfaction” that makes its deficiency felt and tends to increase, while “satisfaction” achieved through intuition causes a feeling of completeness or perfection. Therefore, “true satisfaction” comes from intuition, reason is only a basis for intuition, a preparation or the providing of needed conceptual tools. In addition, it is seen that, “imagination”, which is a type of knowledge together with “reason” and “intuition”, and the opinions arising from it are not an adequate source for a theory of satisfaction formed by “self-esteem” and “satisfaction of mind”. In this context, in the article, self-esteem is determined as “affectual satisfaction”, and satisfaction of mind as “gladness which arises from the true knowledge”, “intellectual love of God”, “blessedness”, and “salvation”. This ground is clarified as an occasion or scope to clearly demonstrate that what is expressed by the two concepts in question is not same affect and is not a “satisfaction” or “inner peace” associated with the types of knowledge. In the light of the investigations and criticisms made in the aforementioned framework, the study has two main claims: The first is that the “self-esteem”, which is arising from the reason attains its highest form with the “intellectual love of God”, which is arising from the intuition. It consists of the “affectual satisfaction” of the human being. The second is that under a species of eternity the mind attains the knowledge of God and the love of God with adequate ideas and “fill with the gladness which arises from the true knowledge”, and thus, it brings man to the highest human happiness, “blessedness”, and its result “salvation”. These are constituting greatest or perfect “satisfaction of mind” of human being.
Philosophy Spinoza Moral Philosophy Epistemology Peace of Mind Affectual Satisfaction Satisfaction of Mind Highest Happiness.
Bu makale, Spinoza’nın ahlak felsefesinin merkezî kavramlarından olan ve “içsel huzur”, “tatminlik” veya “doyum” olarak Türkçeye çevrilebilen acquiescentia kavramına ve onunla ilişkili olan diğer iki kavrama odaklanmaktadır. Bu iki kavramdan birisi “kendinden memnuniyet” duygusu olarak çevrilebilen acquiescentia in se ipso iken, diğeri zihinsel bir durumu ifade eden ve “zihinsel dinginlik” olarak çevrilebilen mentis/animi acquiescentia kavramıdır. Makalede Tanrı’da bir varlık olan ve Doğa’daki zorunluluğa tabi olan, dolayısıyla var olmak ve eylemek bakımından belirlenen insanın bir “duygusal doyum”a ve yeterli fikirlerin neden olduğu zihinsel durumlardan doğan bir “zihinsel dinginlik”e ulaşıp ulaşmadığı soruşturulmaktadır. Bu doğrultuda Spinoza’nın içsel huzur teorisi “duygusal doyum” ve “zihinsel dinginlik” olarak ortaya konulmaktadır. Spinoza’nın “içsel huzur” veya “doyum” teorisiyle amacı, insana “kendinden memnuniyet” duymasını, zihnini doğru bilgiden kaynaklanan hoşnutlukla doyurmasını, gelip geçici olmayan fakat en üstün olan duygulara ulaşmasını ve yaşamını bu doğrultuda sürdürmesini sağlayacak epistemolojik ve etik bir rehberlik sunmaktır. Makalede, Spinoza’nın “içsel huzur” teorisini müstakil olarak ele alan ve literatürde önemli bir boşluğu dolduran çalışmalara ayrıca değinilmekte ve bu çalışmaların ana tezleri aydınlatılmaktadır. Bununla birlikte söz konusu çalışmaların ana fikirleri eleştirilmekte, yeni okuma önerileri sunulmakta ve farklı argümanlarla farklı sonuçlara ulaşılmaktadır. Bu doğrultuda söz konusu teoriyi inceleyen yazarların bir yandan hem “kendinden memnuniyet”i hem “zihinsel dinginlik”i farklı derecelerde oluşan “doyum”u ifade eden aynı “duygu” olarak ele aldıkları görülmektedir. Diğer yandan da söz konusu yazarların bu aynı duygunun yol açtığı “doyum”un farklı derecelerini Spinoza’nın üç bilgi türüyle ilişkilendirdikleri tespit edilmektedir. Makalede, özellikle “kendinden memnuniyet”in ve “zihinsel dinginlik”in bir yandan niçin aynı duygu olmadığı gerekçelendirilirken diğer yandan söz konusu “doyum”un farklı derecelerinin hangi sebeple doğrudan Spinoza’nın üç bilgi türünün her birine denk düşmediği açık kılınmaktadır. Bu zeminden hareketle, “kendinden memnuniyet” bir duygu, “zihinsel dinginlik” ise kapsamlı bir zihinsel durum olarak ortaya konulmaktadır. Burada birincisi akıldan sezgiye doğru artan bir “doyum”u ifade ederken, ikincisi yalnızca sezgi ile oluşan üst bir “doyum”u belirtir. Söz konusu doyumun oluşmasında akıl bir bilgi türü, sezgi başka bir bilgi türü olarak iş görmez; zira akıl sayesinde meydana gelen “doyum”, eksikliğini hissettiren ve artmaya meyilli olan bir tür “doyumsuzluk” iken, sezgi sayesinde ulaşılan “doyum” bir tamlık ya da mükemmellik hissine neden olur. Dolayısıyla “gerçek doyum”, sezgi ile oluşur, akıl yalnızca sezgi için bir temel, bir hazırlık ya da ihtiyaç duyulan kavramsal araçların temin edilmesidir. Ayrıca “akıl” ve “sezgi”yle birlikte Spinoza’nın bir diğer bilgi türü olan “hayal” ve ondan doğan kanıların “kendinden memnuniyet” ve “zihinsel dinginlik”in oluşturduğu bir doyum teorisi için elverişli bir kaynak olmadığı görülmektedir. Bu çerçevede makalede, kendinden memnuniyet “duygusal doyum”, zihinsel dinginlik ise “doğru bilgiden doğan zihinsel hoşnutluk”, “entelektüel Tanrı sevgisi”, “kutluluk” ve “kurtuluş” olarak saptanmaktadır. Bu zemin, söz konusu iki kavramla ifade edilenin aynı duygu ve bilgi türleriyle ilişkilendirilen bir “doyum” veya “içsel huzur” olmadığını açıkça ortaya koyma imkânı ya da ufku olarak belirginleştirilmektedir. Anılan çerçevede yapılan soruşturma ve eleştiriler ışığında çalışmanın iki temel iddiası vardır: Birincisi akıldan doğan “kendinden memnuniyet”in sezgiden doğan “entelektüel Tanrı sevgisi”yle en üstün formuna kavuşarak insanın “duygusal doyum”unu oluşturduğudur. İkincisi zihnin sonsuzluğun ufku altında yeterli fikirlere ve “doğru bilgilere dayanan hoşnutluk”la kendisine dair bilgiden Tanrı bilgisine ve Tanrı sevgisine eriştiği ve böylece insanı en üstün insani mutluluk olan “kutluluk”a ve onun neticesi olan “kurtuluş”a ulaştırarak onda mükemmel bir “zihinsel dinginlik”i meydana getirdiğidir.
Felsefe Spinoza Ahlak Felsefesi Bilgi Felsefesi İçsel Huzur Duygusal Doyum Zihinsel Dinginlik En Üstün Mutluluk.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Haziran 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ocak 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 22 Sayı: 1 |
Hitit İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf 4.0 International License (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.