Mikroagresyon, azınlıklara, dezavantajlı veya marjinal gruplara yönelik olumsuz etkileri olan gizli, çoğunlukla kasıtlı ve kötü niyetli olmayan ancak ayrımcı veya önyargılı tarafları bulunan tavır, eylem veya konuşmalardır. Kasıtlı veya kötü niyetli olmasalar bile, kümülatif ve günlük doğaları nedeniyle, bunları yaşayanlar üzerinde yine de zararlı etkilere sahip olabilmektedirler. Bu etkiler; öfke, stress, hayal kırıklığı, kaygı, kendinden şüphe duyma ve depresyon gibi duygusal etkilerin yanı sıra hipertansiyon ve kalp hastalıkları gibi strese bağlı fizyolojik etkileri de içermektedir. Bu nedenle mikroagresyonlar maruz kalanların yaşamlarını ciddi bir biçimde etkileyebilmektedirler. Mikroagresyon üç şekilde gerçekleşebilmektedir: mikro-hakaretler, mikro-aşağılamalar ve mikro-değersizleştirmeler. Ayrıca ırka, cinsiyete, yaşa, engele veya dine yönelik olmak üzere pek çok türü bulunmaktadır.
Japonya’nın Müslüman nüfusu yaklaşık 150.000 civarındadır. Bunun büyük bir çoğunluğu göçmen Müslümanlardır. Yaklaşık %10’unun etnik Japon Müslüman olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle Japon Müslümanlar azınlık içinde azınlık konumundadırlar. Hem göçmen hem de Japon Müslümanlar Japon toplumundaki hayatlarından oldukça memnun olsalar da, Japon Müslüman kadınlar başörtüleri nedeniyle toplumda kolayca Müslüman olarak fark edilmekte ve zaman zaman mikroagresyonlara maruz kalabilmektedirler. Etnografik bir çalışma olan bu araştırma, Japon Müslüman kadınların Japonya'daki günlük yaşamları sırasında karşılaştıkları dini mikroagresyonlara odaklanmaktadır. Veriler araştırmacının Japonya, Tokyo'daki yaklaşık iki buçuk yıllık çalışmaları sırasında elde edilmiştir. Katılımcı gözlem, yarı yapılandırılmış mülakat ve saha notu verileri, Japon kadınların deneyimledikleri dini mikroagresyon türlerini ve bunlara yönelik tepkilerini keşfetmek için tematik olarak analiz edilmiştir. Ayrıca dini mikroagresyonların onların yaşamları üzerinde ne ölçüde etkili olduğunu görmek amaçlanmıştır.
Bu çalışmada Japon Müslüman kadınların üç tür mikroagresyon ile karşılaştıkları tespit edilmiştir: yabancı sanılma, kişisel irade güçlerinin küçümsenmesi ve saldırgan şakalar. Japon toplumu başörtü takan Japon Müslüman kadınlara aşina değildir, bu sebeple karşılaştıklarında yabancı olduklarını varsayıp İngilizce iletişim kurmaya çalışmaktadırlar. İlk mikroagresyon budur: yabancı sanılmak. İkincisi, toplumun Japon Müslüman kadınların din değiştirme ve başörtüsü kullanma sebeplerini eşlerinin ya da erkek arkadaşlarının karar ve ısrarları olduğunu varsaymasıdır. Bu Japon Müslüman kadınların kişisel irade güçlerini hafife almaktır. Sonuncusu ise terörizm ve akıl sağlığı gibi konular üzerine stereotipik ve saldırgan şakalardır. Bu üç tip mikrosaldırganlığa karşı Japon Müslüman kadınların dört şekilde tepki gösterdikleri görülmüştür; bıkkınlık, kendilerini kanıtlama çabaları, ikili hayatlar sürme ve son olarak da toplumdan kopma. İlk adım bıkkınlıktır. Günlük olarak uğraşmak durumunda kaldıkları varsayımlardan yorulmuşlardır. Ardından daha ciddi adımlar gelmektedir. Bazıları verdikleri kararların doğruluğunu ve İslam’ın doğruluğunu ve güzelliğini ispat etme çabasına girmektedir. Bazıları ise toplumla uğraşmaktansa dini kimliklerini gizlemeyi ve gizli birer Müslüman olarak gündelik yaşamlarına devam etmeyi tercih etmektedir. Müslüman olmayan Japon arkadaşlarının, ailelerinin ve tanıdıklarının önünde başörtüsü takmamaktadırlar. Açıktan namaz kılmamakta ve helal olmayanı tüketmemek için başka bahanelere başvurmaktadırlar. Son olarak, mikroagresyonların belki en ciddi etkisi, bazıları da kendilerini Japon toplumundan uzaklaştırmaktadır. İşlerini bırakmakta ve gayrimüslim arkadaşları ile görüşmemeye başlamaktadırlar. Yaşadıkları mikroagresyonlar onları Japon toplumundan uzaklaştırmaktadır.
Mikroagresyon sosyal bilimciler arasında bir hala yeni bir tartışma konusudur. Doğası ya da zararlı sonuçları konusundaki şüpheler nedeniyle farkındalık artırma faaliyetleri yeterince yaygın değildir. Bu nedenle, daha eşit ve kapsayıcı toplumlar yaratmak için mikroagresyonu ve sonuçlarını daha iyi anlamaya ve açıklamaya yönelik çalışmalarının artırılması gerekmektedir.
Din Sosyolojisi Mikroagresyon Dini Mikroagresyon Ayrımcılık Japon Müslüman Kadınlar
Microaggressions are subtle, mostly unintentional and not ill-intended but discriminatory or biased behaviours, actions or conversations that have negative impacts towards minorities, disadvantaged or marginalised groups. Even though they are not intentional or not ill-intended, due to their cumulative nature, they still can have harmful effects on those who experience them. These effects include emotional ones such as anger, stress, frustration, anxiety, self-doubt and depression as well as stress-related physiological diseases: hypertension and heart diseases. Therefore, they significantly impact the life of those who are exposed to them. Microaggressions can take three forms: microassaults, microinsults and microinvalidations. They are several types of microaggressions: racial, sexist, albeit or ageist, or religious.
Japan has approximately 150.000 Muslims. A majority of them are immigrant Muslims, and only %10 of them are estimated to be native Japanese Muslims. This makes Japanese Muslims a minority among a minority. Although both immigrant and Japanese Muslims are quite contented with their lives in Japanese society, Japanese Muslim women are easily identified as Muslims in the society due to their hijab, and come across microaggressions from time to time. This work is an ethnographic study focusing on religious microaggressions that Japanese Muslim women encounter during their daily lives in Japan. The data is obtained during the researcher’s almost two and half years of studies in Japan, Tokyo. The participant observation, semi-structured interviews and field notes data are analysed thematically to discover the religious microaggression types of Japanese women experience and their responses towards them. It is also aimed to see to what extent religious microaggressions have an influence on their lives.
It is discovered that Japanese Muslim women encounter three types of microaggressions: being mistaken as a foreigner, underestimation of personal agency and offensive jokes. Due to a lack of familiarity with Japanese society about hijab-wearing Japanese Muslim women, they are frequently assumed to be foreigners and approached in English, and this is the first microaggression, being mistaken as a foreigner. The second one is when society assumes it is their Muslim husbands or boyfriends who convinced them for religious conversion and for hijab as well, thus, underestimating Japanese Muslim women’s personal agency. The last one is offensive jokes: jokes on stereotypes such as terrorism and jokes on their mental health. These three microaggressions affect Japanese Muslim women’s lives in four ways: frustration, efforts to prove themselves, leading double lives, and last but not least, detachment from the society. The first step is getting frustrated. Dealing with daily assumptions on them frustrates them. Next comes more serious steps. Some get into an effort of proving their decision to be correct: showing the society the rightness and/or the beauty of Islam. Some, rather than dealing with the society, prefer to hide their religious identity and continue their daily lives as secret Muslims. They do not wear hijab in front of their non-Muslim friends, family and acquaintances, but wear it while attending to Islamic events. They do not pray openly and they find excuses for not eating non-halal. They lead double lives. Lastly, some, perhaps the most serious impact of microaggressions, distance themselves from Japanese society. They leave their jobs. They do not socialise with non-Muslim friends. Due to microaggressions they experience, they detach themselves from the society.
Microaggression is still a new discussion topic among social scientists and the public. Due to the suspicions of its nature or harmful results, awareness-raising activities are not widespread enough. Therefore, in order to understand migroagression and its harmful results better, and to create more equal and inclusive societies, it is necessary to increase the microaggression studies.
Sociology of Religion Microaggression Religious Microagression Discrimination Japanese Muslim Women
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Din Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Din, Felsefe ve Toplum |
Hitit İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf 4.0 International License (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.